ENFORMEL SEKTÖR ÜZERİNE “ENFORMEL” TEZLER
Akın ATAUZ - Raşit GÖKÇELİ
1992
Sektörün Genel Karakteristiği
- Enformel sektör, yarattığı istihdam hacmi bakımından (tarım sektörü göz önünde tutulmazsa), formel sektörden daha büyük olabilir. (Türkiye için özellikle metropoller bakımından)
- Enformel sektörün yarattığı istihdam, daha çok kentsel bir istihdamdır. Özellikle büyük kentler (metropoller), enformel sektörün en geniş ve yaygın olduğu alanlardır.
- Enformel sektör (ES) istihdam tarihinin (örgütlü toplum tarihinin) bütün dönemlerinde var olmuş ve var olabilecek bir çalışma biçimidir. Bütün ekonomik sistemlere ve gelişmişlik düzeylerine eklemlenebilir. [Ancak çok sıkı kontrol dönemlerinde (lonca-gedik denetimi, askeri sıkıyönetimler vb.) istihdamın hacmi biraz daraltılabilir.] veya
- Kentsel enformel sektör (KES) geçici bir oluşum değildir; kendini yeniden üretme gücüyle, kalıcı bir yapıdır.
- KES sadece küçük üretimle eklemlenemez, aynı zamanda fabrika üretiminden ücretsiz aile üretimine kadar birçok düzeydeki ekonomik eylemle eklemlenebilir.
- KES, küçük üretimin hem içinde (onun bir varyantı mütasyonel olarak) hem de dışında düşünülebilir.
- KES, bugün olduğu yoğunlukla, sadece bir istihdam biçimi sunmaz. Sadece bir ekonomik faaliyet alanı da değildir. Enformellik, kentsel alanda, kendi değerleriyle, kendi kültürü ve estetiği ile, kendi davranış dili ile, bir yerleşme, yaşama, üretim ve yeniden üretim örüntüsü olarak, başka bir varoluş tarzının, özerk dünyasını kurar.
İdeolojik Özellikler
- KES ile kayıtsız (ve tarihsiz) veya tarihini genellikle sözlü olarak aktaran bir toplum olarak yaşama biçimleri/alışkanlıkları arasında bir bağlantı (ilişki) vardır.
- KES'ün yaygınlığı ile, girişimci olma (antröprenör) ideolojisinin (yanıltıcı?) yaygınlığı arasında bir paralellik vardır.
- Kentleşmede gecekondu, kültürde arabesk neye tekabül ediyorsa, üretimde de enformel sektör aynı şeye tekabül etmektedir.
- KES ile bir toplumsal tutum olarak, güvencesiz / yüksek risk alarak/gündelik (uzun vadeli bir perspektife sahip olmaksızın)/ ve kaderci yaşama biçimi içselleştirme arasında bir paralellik vardır.
- Toplumsal olarak, sosyal güvencelerin varlığı, kamu hizmetlerinin üretilebilmesi için vergi toplanması vb. konularındaki değerler ve kavramlar içselleştirilmemiş olduğundan, bunların gerektirdiği örgütlenme ve denetimlerin bulunmadığı çalışma biçimleri "normal" karşılanmaktadır.
- Postmodernizmin yaşamın diğer alanlarına getirdiği anlama / anlamlandırma, değerlendirme vb., kısaca yaşama biçimleri, KES'ün iş ve istihdam alanındaki parçalara ayıran ve dağıtan, farklı süreçleri eklemlendiren, sürekli tutarlık gereksinmeyen vb. özellikleriyle uyum içindedir.
Sosyolojik Özellikler
- KES, genellikle (ve işkolu özelliklerinin elverdiği oranda) işbölümüne göre, işin her bir bölümünün kendi teknolojisi, mekanı, yönetimi ve muhasebesi olan bir küçük üretim birimi haline gelir, KES’ün çalışma biçimi zincirleme bir ilişki içinde organize edilir.
- KES, değişim sürecindeki toplumsal formasyonlar içinde, toplumsal bir kategori oluşturmaz.
Toplumun (alt) sınıf ve tabakaları arasında aşkın (transcendental)dır ve bundan ötürü genellik gösterir. En azından bir kısım özellikleri toplumun kategorize olmuş gruplarına "sirayet" eder.
- KES, hareketli-devingen ve eşitsiz bir toplumsal ortamda, "kılıç üstünde yürünülen ekonomik kesimin insanlarının oluşturduğu bir sektördür.
- KES'in bir kısmı geleceğin orta sınıfına katılmaya adaydır.
- KES'in diğer bir kısmı ise "toplum tortusu" olmaya adaydır.
- KES, bazen toplumsal güçlerin örgütlenememesinden, ama çoğu kez, bütün tarafların (çalışan/çalıştıran/devlet) kaynaklarını bu çalışma biçiminin mümkün kıldığı gibi (biçimde) tahsis etmeyi tercih etmesinden / istemesinden kaynaklanmaktadır. KES, devletle sivil toplum arasında, müzakere edilmeden sağlanmış bir konsensusa (uzlaşmaya) göre kabul edilmiş, bir ateşkes alanıdır.
- Enformel sektör ile göç ve kentleşme arasında, kentleşmenin başlangıç periyodunun başında pozitif bir ilişki vardır. Toplumun düzenli (organize olmuş) katmanlarına katılan enformel sektör grupları için bu pozitif ilişki, sonunda (limitte) sıfıra gider.
- Kentsel enformel sektör ile göç ve kentleşme arasında pozitif yönde ve sıkı bir ilişki vardır.
- KES, büyük ölçüde genç ve daha küçük bir oranda çocuk emeğinin sömürüsü üzerinde durmaktadır. Kadınlar erkeklere göre daha küçük bir grup oluştururlar ve genellikle çocuk-genç yaş gruplarına yığılırlar.
- KES'ün varlığı ve büyüklüğü devlet ve sermaye sınıfı açısından, işsizlik, ekonomik krizler vb.'nin yaratılabileceği patlamalara karşı bir "tampon mekanizması" güvencesi sağlamaktadır. KES, kriz zamanlarında da kendisini sürdürebilmektedir.
- KES- çalışanlar ve çalıştıranlar açısından çok geniş esneklikler ve uyarlanma imkanları taşıyan bir çalışma biçimi (koşulları) ve istihdam anlamına gelmektedir.
- KES işyerleri, gerek doğası (yapısı) gerek birincil insan ilişkilerinin egemen olduğu grup içi ilişkiler bakımından, örgütlenerek büyümeye yönelik değil, (örneğin ücretli konumdakilerin) ayrışmasına - parçalanmasına yönelik bir işyeri ortamı (iklimi) oluşturmaktadır.
- KES işkoşulları ve toplumsal ilişkileri bakımından, üretim/hizmet, aile ve/veya yakın hemşehrilik koşullarında yapılıyorsa da, bu, kadınların/kızların özgürleşmesine (ve kentsel yaşamla bütünleşmesine) yönelik bir etki yaratmaz.
- İşsizlikle, KES ve marjinal sektör arasında, hem tanım hem de konum itibariyle yüksek bir geçişlik oranı vardır.
- KES işyerleri, genellikle, sağlık ve uzun perspektifli bir çalışma yaşamı açısından, "bitirici", "tüketici" ve yıpratıcıdır.
- KES işyerleri, aynı zamanda, diğer küçük üretim birimleri gibi, formel eğitime alternatif olan bir eğitim yeridir. Burada çocuk ve gençler için sağlanan eğitim, iş başında, görmeye ve tekrarlananı yapmaya yönelik pratik bir eğitimdir. Yapılaştırılmamıştır ve esnektir. Öğrencilerin bireysel öğrenme kapasitelerine ve beceri geliştirme hızlarına göre uyarlanabilir niteliktedir. Çoğunlukla iş sürecinin bütününü kapsar ve öğrenim/eğitim süreci, bir yabancılaşma yaratmaz. Ayrıca, bu eğitim sadece işin teknik yönünü kapsamaz; işletme, ekonomi, sosyal ilişkiler, iş disiplini, meslek ve grup ahlakı vb. gibi alanları da kapsar. Başarı için somut modeller sunar. Bu modelleri tekrarlamayı öğrenmek, başarı motivasyonu edinmek vb.'de bu eğitimin bir parçasıdır.
- KES'ün sanayileşmemiş veya sanayileşme evresini tamamlamamış bir toplumda gelişmesi ve istihdam hacmi bakımından egemen hale gelmesinin etkileri, fabrika üretimi disiplinini yaşamış ve gerek birey gerek toplum olarak belli disiplinleri içselleştirmiş bir toplumsal formasyondaki etkilerinden, toplumsal / tarihi / ideolojik ve siyasal bakımlardan farklı nitelikte olacak ve farklı sonuçlar yaratacaktır.
Aynı fark, daha önce disiplinli eğitim ve iş süreçlerinden geçtikten sonra enformel sektörde kendine istihdam yaratmış / istihdam edilen bireylerle, geçmemiş olanlar arasında da görülebilir.
Ekonomik Özellikler
- KES'ün yapısı ve büyüklüğü ile o ülkede geçerli olan kapitalizmin yapısı ve içinde bulunduğu konjonktür arasında, yakın ilişki vardır.
- Kapitalist ekonomik koşullarda, dışa açılmaya paralel olarak (dışa açıklık oranında) KES istihdam alanları, ihracata yönelik işkollarında / işyerlerinde yoğunlaşma gösterir.
- KES, her türlü ezilme / sömürülme ilişkisinin sonucunu, işletme sermayesiz-serüvenci (taşeron) küçük üretici ile ücretli işçi üzerinde yoğunlaştıran (ve sonuçları onlara ödettiren) bir mekanizma yaratmaktadır.
- KES, kamu ekonomisi bakımından devletin, varlığını kabul edip, görmezden geldiği (ihmal ettiği) ve böyle yapmasının kalkınma açısından gerekli, sosyal maliyetler açısından kaçınılmaz olduğunu düşündüğü büyük bir ekonomik alan oluşturmaktadır.
- Devletin ihracat politikaları açısından KES varlığı, küçük ejderhalar (Kore, Taiwan, vb.) modelinde görüldüğü kaçınılmaz bir gerekliliktir. Serbest Bölge politikaları, istihdam açısından KES'ü resmen ancak biraz iyileştirerek ve uyarlayarak kabul etmenin bir biçimi olarak düşünülebilir.
- KES, genellikle, geri teknolojiyi emek-yoğun bir biçimde kullanıp, ekonomik ömrünü doldurmuş veya verimliliği bakımından dünya standartlarının gerisinde kalmış bir makina parkıyla ekonomik değer yaratmak ve rekabetini emeğin ucuz tutulabilmesine dayandırmak durumundadır.
- KES'de rekabet çok yüksektir ve tekelci yapılar oluşturmak (mafya türü mekanizmaların kullanıldığı alanlar hariç) çok güçtür. Rekabetsiz yapıların oluşması/korunması, ancak, geleneksel-feodal geçmişi (gedik düzeni) olan bazı işkollarında (odabaşılık, hamalbaşılık vb.) görülebilir.
- Devlet ve/veya büyük firmalar/holdingler, KES'i, kendi sosyal mahiyetlerini dışsallaştırmanın (eksternalize etmenin) bir aracı olarak desteklerler.
- KES'de iş, büyükten küçüğe doğru firmaların, kendi üretim ve işletme risklerini bir sonrakine (zincirleme olarak) ihraç edebileceği ve herhangi bir krizden daha az zarara uğrayarak kurtulma olanağı sağlayabileceği biçimde organize edilir.
- KES'ün "orta" ve üstü büyüklükteki işyerleri için, devletin mali denetiminden kaçma dürtüsü, ES'ün önemli bir boyutudur. Sektör, toplumun organize kurumlarının dışında ve onların "gölgesinde" varlık bulur.
Bu anlamda, bir çeşit "dual sektör"dür.
- Organize firmalarda olduğu gibi, enformel sektör içinde de, kendine özgü bir hiyerarşi ve iş kültürü vardır.
Enformel sektör hiyerarşisi içinde, işveren konumundaki ustabaşı vb. kendi altındaki öğeleri, makina/sermaye/hammadde ile destekler. bu destekleme biçimi, bir tür "modern tefecilik"i andırır.
- Fabrika üretimi veya tüccar sermayesi için KES, maliyetleri düşürmenin ve sosyal riskleri azaltmanın (sendikalaşma, grev vb.) en kolay olanaklarını sunmaktadır.
- KES'deki işyerleri (üretim veya hizmet firmaları) kendi firma ekonomisini kaydetmeyen, muhasebesini tutmayan ve dolayısıyla nekadar rasyonel davrandığını hesaplayamayan bir işletme düzeni içindedir.
- KES ile eklemlenen fabrikaların ya da makina kullanan büyük imalat birimlerinin bir bölümü, makina parklarındaki kapasite uyumsuzluğunun yarattığı sorunları dışsallaştırmak üzere enformel sektör ilişkilerini kullanırlar. Bu durumda KES, düşük kapasite sorununu çözmenin bir aracıdır. Yani böylece, sosyal sorunların (sendikalaşma vb.) dışarıda bırakılması gibi, teknik sorunların (makina kapasitelerindeki uyumsuzluk) da dışarıda bırakılması (eksternalize edilmesi) mümkün olmaktadır.
Mekan/Kentsel Coğrafya
- Kent coğrafyası bakımından, merkezden kent çeperlerine doğru gittikçe, çocuk ve kadın işçiliği, aile ve yakın hemşehrilik ilişkileri içinde yer almakta ve çalışma koşulları göreli olarak "iyileşmekte" (kollanmakta) ancak kentli özgürleşme (emansipasyon) boyutu"güdükleşmekte"dir.
Merkezde ise, çocuk ve kadın işçiliği enformel sektörün anonimleşmiş ilişkileri içinde kaldığı için, sömürü oranı artmakta, çalışma koşulları "kötüleşmekte" ancak emansipasyon boyutu "gürbüzleşmekte"dir. Bununla birlikte, merkezde egemen olan, genç ve yetişkin erkek emeğidir.
- Eski kent merkezlerine giren ve oraları bir anlamda "çöküntü alanlarına çeviren" ("slum"laştıran) KES işyerleri (atölyeler veya "sweatshop"lar), gerek yarattıkları taşıma ve elleçleme hacmi, sorunları, gerek oralardaki geleneksel-tarihi sosyal denetim biçimlerine müdahale imkanı olmayışı bakımından yapılan tercihlerle, bazen belediye tarafından "organize" çevre bölgelerine aktarılmaktadır. Bazen de, merkezdeki KES işyerleri, kendiliklerinden yeni oluşmakta olan konut alanlarına, kira oranları ve ücret düzeylerini göz önünde tutarak, (işgücü açısından cazip olan ve kontrollerin az olduğu bölgelere) sıçramaktadır.
EK
ENFORMEL SEKTÖR İÇİN BAZI TANIMLAR
KüçükMeta üretimi / Fason Üretim
Büyük veya orta ölçekli üretim birimlerinden daha alt birimlere aktarılan iş süreçlerinin, enformel ilişkilerin ortaya çıkışı bakımından en önemli ele alış düzeyi, küçük üretimdir. Diğer bir deyişle, gerek taşeronluk kurumunun küçük meta üretim düzeyindeki belirlenişi gerekse doğrudan pazar için küçük üretim yapan birimlerde üretilen mal ve hizmetler enformel ilişkiler açısından geniş bir açıklama sağlar.
Fason üretim ise küçük meta üretiminin, taşeronluk mekanizmasını da içeren özel bir türüdür. Küçük meta üretiminin asıl ayırt edici özelliği olan üretim ölçeği veya üretim hacmi ve üretim ilişkileri (küçük ölçekli üretim teknoloji ve sermayesi ve yüzyüze ilişkiler) fason üretim için de geçerlidir.
Bu iki kavramı şöyle karşılaştırabiliriz:
Küçük Üretim
Nihai mal veya ara mal ya da hizmet üretiminde, sürecin girdi / üretim (processing) / çıktı /pazarlama aşamalarının her birinde, kendi inisiyatiflerini ve risklerini alan bir üretim biçimidir.
Bütün bu aşamaların hepsi için de, hem gerektiği kadar yatırım hem de işletme sermayesi kullanmak durumundadır.
Fason Üretim
İnisiyatif alan, iş bütününün izlenmesini ve denetlenmesini üstlenen ve bütün süreci organize eden bir firma aracılığıyla iş sürecinin parçalara ayrılması söz konusudur. Organize edici firmanın, işletme sermayesini karşılarken, yatırım sermayesi gereğini dışta bırakarak (1), sermaye yatırımı yapmış, knowhow'ı (2) ve ayrı mekanı (binası) olan ancak inisiyatif ve risk almıyan firma /firmalar aracılığı ile "proses"lemenin gerçekleştiği bir küçük üretim biçimidir. Diğer bir deyişle, fason üretim, bir küçük üretim biriminden veya büyük üretim biriminden taşeronluk yoluyla iş alması ve üretimi gerçekleştirmesinin özel bir halidir.
Firmalar arası taşeronluk ilişkisi, fasonculukta, tür ve karakter açısından süreklilik gösteren bir ilişkidir. Fasoncu örgütlenme ve eklemlenme modeli içinde, ekonomik üretim hacminin gerektirdiği standartlardan daha küçük birimlerin ve sermayelerin iç piyasasına katılması mümkün olmaktadır. Yani, fasonculukla, üretim birimleri ve sermaye, daha küçük parçalara ayrılabilmektedir. Bu da gerekli sermaye birikimini sağlamayı ve üretim dünyasına girmeyi kolaylaştırı, dolayısıyla enformel ilişkilerin ortaya çıkmasını ve yaygınlaşmasını sağlayıcı bir ortam yaratmaktadır.
Ancak bu, fason işi yapan küçük üretim birimlerin hepsinin enformel istihdam koşullarıyla çalıştığı anlamına gelmez. Fason işi yaparak bir küçük üretim birimi, bütünüyle formel istihdam koşullarında da olabilir. Ancak, bu çok seyrek rastlanan bir durumdur. Zaten, fason işi yapan firmanın, bu işi alabilmesi için koşul, fason işi veren firmadan ve rakiplerinden daha düşük bir birim maliyeti ile çalışmasıdır. Birim maliyetinin düşmesini ileri teknoloji ve yüksek iş verimi sağlayan makinalarla gerçekleştiremeyeceğine göre, tek yol, ücretlerin düşük tutulabilmesidir. Bu da, ancak enformel istihdam ilişkileriyle gerçekleşebilir.
Aralarında girdi-çıktı ilişkisi olan çeşitli küçük üretim birimleriyle fason üretim, aynı şey değildir. Şöyle ki; uzmanlaşmış küçük meta üretim birimlerinden birinin çıktısı, diğerinin girdisi oluyorsa (bir mobilyanın iskeleti cilacının girdisi, cilalı iskelet, döşemecinin girdisi olabilir.) yani firmalar aramal üretiyorlarsa bile, hammaddeden pazarlamaya kadar bütün süreçleri gerçekleştirmek, denetlemek ve onlarla ilgili yatırımları yaparak, hepsinin birden riskini almak durumundadırlar. Oysa, fason üretimde, iş sürecinin çeşitli aşamalırını çeşitli küçük meta üretimi yapan firmalara ve mekanlara dağıtan, işi başından sonuna kadar organize eden, iş tanımını yapan ve modelleri oluşturan, işi denetleyen üretim girdileri için harcama yapan, işin pazarlanmasını üstlenen, girdi ve çıktıları gerekirse stoklayan, girişinde bulunan ve risk alan, ancak üretimin tamamını (veya hiçbir kısmını) yapmayan bir fasoncu (fason işi yaptıran) firma vardır. Fason işi yapan firmada ise bu riskler yoktur. İşletme sermayesi de gerekli değildir. Sadece makinalar (yatırım sermayesi), emek, know-how ve ayrı bir mekan vardır. İşi aldığında hammaddeyi (3) ve pazarı da almış olduğundan tek risk, işi yeniden alabilmektir. Bu süreçte, "fasoncu" ve "fason işi yapan" firmalar eklemlenmektedir. İş süreci gibi, fasonculukta sermaye gereksinimi de parçalara ayrılabilmektedir. Böylece, (yapılan işin niteliğine bağlı olarak) ölçek bakımından küçülebilme ve/veya sermaye birikimi için gerekli süreyi azaltabilme şansı artırılmaktadır.
Ancak ekonomik koşullardaki en ufak olumsuz değişiklik ve bir kriz durumunda en çabuk ve kolay zarara uğrama durumunda olanlar, bu en uç noktadaki küçük birimlerdir. Gerçi kriz, firmaları zincirleme etkilemektedir ama, en önce en az manevra kabiliyeti ve esnekliği olan ve bir anlamda enformel istihdam depoları olan bu küçük fason üretim birimlerini etkilemektedir.
Büyük veya küçük üretim yapan bir firmanın, fason üretim yapan bir firmaya iş vermesinin veya fason üretim yapan firmalara eklemlenmesinin çeşitli nedenleri olabilir. bu nedenleri şöyle özetleyebiliriz:
1. Emek maliyetinin düşürülmesi: Eğer fason üretim yapan bir firmaya işi veren firma orta veya büyük üretim yapıyorsa, ortalama ücretin daha düşük olduğu, sosyal hakların bulunmadığı bir işgücünden yararlanma imkanını elde edecektir. Ayrıca, iş sorunlarının ortaya çıkması ve sendikalaşma tehlikesi de aşılmış olacaktır. Ayrıca bu işi yaptırmak üzere işlerin en yoğun olduğu dönemde işçi istihdam etse, alacağı, işçinin, talebin düştüğü ve işlerin azaldığı dönemdeki atıl işgücüünü de finanse etmek durumunda kalcaktır.
2. Makinalar arasında teknik kapasite farkı: Orta ölçekte üretim yapan firmaların bazısında, makina parkını oluşturan araçların arasında teknik kapasite bakımından uyum bulunmamaktadır. Bir makinanın kapasitesi, üretim sistemindeki diğer makinalardan az ise firmanın üretim kapasitesi, en düşük kapasiteli makinaya göre belirlenmektedir. Firma, üretimini tam kapasiteye çıkartabilmek için bu bölümdeki üretimin bir kısmı fasoncuya verilmektedir.
3. Kârın artabilmesi için bir üretim biriminin ticaret kârından da pay alabilmesi, çoğu kez en kestirme yol olmaktadır. Dolayısıyla, orta-büyük üretim birimleri sermayesini makina ve binaya yatıracağı yerde, ticarete yatırmayı tercih etmekte ve üretim kapasitesini fasona iş yapan firmalarla çalışarak artırmaktadır. (Ayata, 1991)
4. Fason işi yapan firmalarla çalışarak daha kolay ve daha çok ürün çeşitlenmesi elde etmek mümkündür. Ürün çeşitlenmesi ise firmanın pazar şansını arttırmaktadır. Ayrıca firma, her mal çeşidindeki kısa dönem talep dalgalanmalarından toplam olarak, daha az etkilenmiş olacaktır. (Ayata, 1991)
Fason ilişkisi, ekonominin modern kesiminde, formel ilişkilere göre kurulmuş ve denk ya da eşit durumdaki firmalar arasında da söz konusu olabilir. Ancak. enformel sektör açısından asıl önemli olan, formel (kapitalist) bir firmayla, enformel (kapitalist olmayan) firma arasında kurulan eklemlenme biçimidir. Fason üretimin burada ele alınan biçimi, bu ikinci türe girmektedir. Bu tür fason üretim, gerçi yasadışı ve bir denetimle sona erdirilecek bir üretim biçimi gibi görünür ama, sistemin yerleşik olmazsa olmaz bir parçasıdır.
Enformel ilişkileri barındırma açısından küçük üretim de, fason küçük üretim de büyük istihdam depolarıdır. Ancak, fason üretimin enformel istihdam yaratma potansiyeli daha büyüktür. Bu firmalar bütünüyle yasaların ve kuralların dışında çalışabileceği, belli bir mekanı ve hatta adresi bile bulunamayabileceği (veya bunların hepsi geçici olabileceği) için, istihdam açısından da formel gereksinimlere bütünüyle kayıtsız kalabilmektedirler.
Oysa küçük meta üretimi, devlet ve belediyeler tarafından belirli kayıtlar altına alınmakta, belli özendiriciler (banka kredileri vb.) onları formel biçimleme uymaya yönlendirmektedir. Ayrıca, kendi aralarındaki örgütlenme (esnaf dernekleri, kooperatifler) ve geleneksel yapıları da, küçük üretimi, kuralları olan bir çalışma ortamı haline getirmektedir. Bununla birlikte, buralarda sözleşmesi olan ve sigortalı istihdam yanında, asgari ücretin altında, sigortasız, kötü koşullarda, uzun çalışma saatleri boyunca yıllık, aylık vb. izin hakları belirsiz ve fazla mesaisiz çalışan, çocuk emeği sömürüsünün de yaygın olduğu büyük bir istihdam ordusu, enformel ilişkilerde varlığını korumakta ve genişletmektedir.
Firma (Enterprise)
Bu çalışmada geçen "firma" sözcüğü, herhangi bir biçimde genel firma tanımına benzememektedir. Firma, bu çalışmada, bir veya daha çok kişi tarafından oluşturulan, bir hizmet ya da malın doğrudan (üretici kişilerin emeğiyle gerçekleştirerek) veya dolaylı (başkalarının gerçekleştirmesini organize ederek) biçimde üretilmesini sağlayan, resmi herhangi bir kaydı ve tüzel kişiliği olan veya olmayan, girişimci bir ticari veya sanayi örgüt birimi olarak tanımlanmaktadır. Formel veya informel firmaların düşünülebilmesi, bu tanıma göre, daha kolaylaşmaktadır.
Kendi Kendine İş (İstihdam) Yaratma veya Kendi Hesabına Çalışma
(Self-Employed)
"Firma" tanımına referansla firmanın tek kişilik olması durumu, kendi kendini istihdam (kendi hesabına çalışma) olarak tanımlanmaktadır.
Kendi kendini istihdam etmek, formel ya da enformel biçimlerde olabilir.
Tek kişinin işlettiği bir bakkal dükkanıyla, bir seyyar vergi iadesi zarfı satıcısının farkı, birincisinin bazı resmi kayıtları (küşat, izin, vb.) yaptırmış, kamu kesimiyle vergi vb. ilişkilere girmiş olması, ikincisinin ise girmemiş olmasıdır. Kendi hesabına ya da bir kişilik işyeri için de olsa, formel çalışmada, belediyeden işyeri ruhsatı alınması, Ticaret Bakanlığı sicil kaydı yapılması, ticaret odasına, meslek odasına veya esnaf derneğine kayıt olunması, vergi hesap numarası alınması Bağ-Kur kaydı vb. gibi birçok bürokratik işlem gerekmektedir. Ancak girişimcilik ruhu, her iki "firma" için de aynıdır.
Eve İş Verme (Home Work)
İş süreci bir defa parçalara veya hedef üretim alt gruplara ayrılmaya başladıktan sonra, taşerondan taşerona devir işlemi, en küçük üretim birimlerine kadar ulaşabilir.
Bu devir işlemlerinin büyük bir bölümü, küçük üretim yapılan işyerlerinde son bulmaktadır. Ancak, bir bölüm iş, işyeri olmayan kapalı mekanlara, evlere kadar uzanmaktadır.
Eve iş verme, genellikle götürü usülle, evlerde yapılan bir fason üretimidir.
Fason üretimin, üretim mekanı ev olan ve emekçileri çok büyük bir oranda kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olan, özel bir biçimidir.
İşgücü piyasasının yeteri kadar değerlendiremediği emeği değerlendirmek ve emeğin maliyetini daha da ucuz tutabilmek, bir mekan oluşturma (ve kira) zorunluluğunu ortadan kaldırmak amacıyla, iş sürecinin bazı parçalarının gerçekleştirilmesi evlere dağıtılarak sağla nmaktadır.
Bu iş süreçleri genellikle çok düşük bir sermaye yatırımı (bir dikiş makinası veya trikotaj makinası gibi) ve teknoloji gerektirmektedir. (Bazen hiçbir makinaya (alete bile ihtiyaç bulunmamakta veya sadece dikiş iğnesi yeterli olmaktadır.) Bazı durumlarda ise, yüksek beceri gerektiren işler (el örgüsü, dantel, oya, nakış, vb.) evlere verilmektedir. (Genel özellik, mutlaka bir işyerinde yapılması gerekmeyen, çok zaman alıcı, düşük teknolojiyle gerçekleştirilebilen işlerin eve verilmesidir. Geleneksel örnekler, dokuma, tekstil ve konfeksiyon gibi sektörlerden verilmekle birlikte, cam, elektrik, elektronik gibi ileri teknoloji kullanan sanayiler de, düşük ücretli, düşük eğitimli kitleleri evde istihdam edebilmektedir.
Teknolojinin en çok gelişen bölümleri de (bilgisayar, telekomünikasyon) eve iş vermeyi, başka bir kesimin (çok nitelikli seçkin işgücü) bazı alanlarda istihdamı için geçerli hale getirmektedir. Masa üstü dizgicilik ve yayıncılık, çeviri, redaksiyon, proje vb.
Eve iş verme, bütünüyle enformel bir ilişki türü olarak değerlendirilebilir.
Götürü Usül / 0ötürü İş
Taşeronluk kurumuna sıkı sıkıya bağlı bir kavramdır. İş, taşeron firmalara çok büyük bir oranda, götürü usülle verilmektedir.
Götürü usülün temel nitelikleri şunlardır:
- İnisiyatifi, işi alan / işi yapacak olan firmaya verir.
- Firmanın temel objektifi en çok kârı en kısa zamanda elde etmek olduğuna göre, inisiyatifini bu doğrultuda kullanacaktır.
- Bu inisiyatif, enformel ilişkilerin sağlayacağı ekonomileri ve maliyet tasarruflarını hesaplamamazlık edemez.
- En ucuz emeği (hem ödediği düşük çıplak ücret hem de ödemediği sosyal refah paylarıyla) en yoğun sömürü (uzun çalışma saatleri, iş güvencesinin olmaması, çok kısa süreli izinler vb.) ile kullanmak, bu durumda kaçınılmazdır.
- Dolayısıyla firma, enformel ilişkilere girmeye hazır olan gruplara yönelecektir ve bugün için ülkemizde, koşulların bütünüyle kabul ettiriebileceği grubu kolayca bulabileceği kadar yüksek bir işgücü istihdam talebi elastikliğine sahiptir.
Bu durumda, götürü usül, enformel ilişkilerin ortaya çıkmasını, yaygınlaşmasını sağlayan temel yöntemlerden biri olmaktadır ve enformel ilişkilerin her türünde ve her düzeyinde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ücret / Götürü Ücret / Aiişe içi Ücretsiz İşçilik (Unremunerated Family Workers)
Ücret:
Bir emek karşılığı olarak, belli bir periyoda dayalı (günlük, haftalık, aylık) olarak nakdi veya ayni ya da hizmet olarak yapılan ödemedir. (Bir çıraklık sözleşmesine bağlı olmaksızın çalışan bir çırağın aldığı ücret ise kısmen para, kısmen de kendine verilen eğitim biçiminde ödenmiş sayılmaktadır.) Yapılan işle alınan ücret arasındaki karşılaştırma, bir sömürü ilişkisinin söz konusu olup olmadığını belirtebilir. Ücret, formel veya enformel çalışma biçimlerinde uygulanmaktadır.
Götürü ücret:
Bir periyoda bağlı olmaksızın, tanımlanmış işin bitiminde yapılacak ödemedir. Götürü ücret, tanım gereği, ücretten farklı olarak, çalışmanın hızlandırılmasını ve şiddetlendirilmesini, diğer bir deyişle (eğer söz konusuysa) sömürünün artmasını, gerektirmektedir / kolaylaştırmaktadır. Kendi kendini istihdam eden biri bile, götürü ücret alıyorsa, daha uzun saatler, daha yoğun çalışacak, böylece, uzun süreli sağlığından fedakarlıkta bulunacaktır. Enformel ilişkilerde, özellikle taşerona yaptırılan işlerde, yaygın olan götürü ücrettir.
Aile içi ücretsiz işçilik:
Eve iş verme yoluyla ev mekanı içinde olabileceği gibi, aileye ait bir işyeri mekanında da, aile bireyleri bireysel bir ücret almaksızın, ailenin genel yararı adına emeklerini kullandırabilirler / kullanabilirler. Bu durumda ödeme, bir bakıma, ayni olarak ve ailenin refahı biçiminde yapılmış olmaktadır. Ancak bu tür işçilikte, genellikle, aile tarafından çocuk ve kadın emeğinin sömürülmesi söz konusu olmaktadır.
Enformel iş ilişkilerinin, ailenin içine kadar girmesi, en kolay zarara uğratılabilenlerin üzerindeki yükün artması ve sömürülmelerinin yoğunlaştırılması anlamına gelebilir.
Notlar
1. Organize edici firmanın yatırım sermayesi gereğini bütünüyle dışta bırakması bir kural değildir. İş sürecinin bazı bölümlerini üretecek sermaye mallarını bulundurması ve üretimin bu parçasını / parçalarını gerçekleştirmesi de mümkündür.
2. Know-how, bazı durumlarda organize edici firma tarafından geliştirilip, fason üretim yapacak firmalara verilebilir. Diğer bir deyişle, üretim teknolojisi (özellikle ileri ve hızla değişen teknolojisi olan -tekstil, konfeksiyon vb. gibi- işkollarında) üretici fason işi yapan firmalara dikte edilebilir ve fasoncunun firma seçimi / seçilen firma personelinin eğitimi bakımından, kendi teknolojisine adapte olabilirlik, önemli bir kriter olur. Böyle durumlarda, organize edici firma, aynı zamanda, teknoloji araştırma-geliştirme ve eğitim fonksiyonlarını da (bir anlamda) üstlenen bir yapıdadır.
3- Bazı durumlarda, fason üretim yapan firmanın kendi hammaddesini kendisinin temin etmesi de söz konusudur. Bu durumda, ana firmaya olan bağımlılığı, sadece, üretilecek malın niteliğinin ve cinsinin belirlenmesi ve ürünün pazarlanması yönündedir.
Genel Kaynakça
Aktar A. 1990. Kapitalizm Azgelişmişlik ve Türkiye'de Küçük Sanayi (İstanbul, Afa Yayınları)
Alpar İ., Yener S. 1991. Gecekondu Araştırması (Ankara, DPT Sosyal Planlama Başkanlığı Araştırma Dairesi)
Amin N. 1987. "The role of the informal sector in economic development" International Lahour Review V. 126, N. 5
Ayata S. 1991. Sermaye Birikimi ve Toplumsal Değişim (Ankara Gündoğan Yay.)
Bagnasco A. 1990. "The Informal Economy" Current Sociology V. 38, N. 2/3.
Baştaymaz T. 1986. "Enformel Sektör ve gelişmekte olan ülkelerde istihdam" Uludağ İktisat ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt VII, Sayı 1.
Benerial L. 1989. "Subcontracting and Employment Dynamics in Mexico City" The Informal Economy (Baltimore, The John Hopkins Univ. Press.)
Bromley R. 1978. "The Urban Informel Sector: Why Is It Worth Discussing" World Development.
Carson C. 1984. "The Underground Economy: An Introduction" Survey of Current Business V. 64, N. 5
Castells M., Portes A. 1989. "The World Underneath: The Origins, Dynamics and Effects of The Informal Economy" The Informal Economy (Baltimore, The The John Hopkins Univ. Press)
de Soto Hernando. 1989. The Other Path The Inversible Revolution in The Third Wolrd (London, 1. B. Tauris&Co. Ltd. Publishers)
"The Dilemma of The Informal Sector." Report of The Director-General Part (1), 1991. (Geneva. ILO Publ.)
Fason Üretim 1989. (İstanbul, İKtisadi Kalkınma Vakfı)
"Forteenth International Conference of Labour Statisticians." Report of The Conference. 1987 (Geneva, ILO Publ.)
Haan H. 1989, Urban Informal Sector Information: Needs and Methods (Geneva, ILO Publication)
Hakioğlu D. 1990. Unrecorded Economy in Turkey, paper presented to the Central Bank of Turkey (Ankara)
Household Labor Force Survey Results. 1990 April (Ankara, State Institute of Statistics Publ.)
"Incomes from work: Between Equity and Efficiency", World Labour 1987. (Geneva, ILO Publ.)
Kırım A. 1990. Türkiye'de Hazır Giyim Sektörünün Yeniden Yapılanma Gerekleri (İstanbul, Friedrich Ebert Vakfı)
Lordoğlu Kuvvet. 1990. Eve İş Verme Sistemi İçinde Kadın İşgücü Üzerine Bir Alan Araştırması (İstanbul, Friedrich Ebert Vakfı)
Main Jeremy. 1989. "The Informal Route to Prosperity" Health and Development V.1. N.1
Mingione E. 1988. The Case of Greece a final report presented of The Comission for European Communities DG V/A/1
OECD Employment Outlook. 1986. Organization for Economic Cooperation and Development (Paris, Publ. Service)
Öncü A. 1990. "International Labour Migration and Class Relations" Curent Sociology V. 38, N. 2/3
Portes A. 1983. "The Informal Sector: Definition, Controversy and Relation to National Development" Review, VII, 1
Portes A., Castells M., Benton L.A. 1989. "Conclusion: The Policy Implications of Informality" The Informal Economy (Baltimore, The John Hopkins Univ. Press)
Souza V., Neto L., De Arauju P. "Employment Implications of Infomal Sector Politics" International Labor Review V. 127, N. 2
Tanzi V. 1983. "The Underground Economy" Finance and Development V. 20, N. 4
Tekeli İ. 1977. Kırda ve Kentte Dönüşüm Süreci, Bağımlı Kentleşme (Ankara, Mimarlar Odası Yayınları)
Tripp M. A. 1991. "Economic Liberalization and the Urban Informal Economy in Tanzania" Prep. for Presentation at the XV th World Congress of the Int. Political Sc. Assoc. (Buenos Aires, IPSA)
Türk Tekstil Sektörünün Yapısal Değişim Çalışmaları (Vol. 7 and Vol. 8) 1985. (İstanbul, The Boston Consulting Group Limited)
The Underground Economy's Hidden Force 1982, Business Week.
Yalman G. 1991. "The State and the Informalisation Process in Contemporary Turkey." Prep. for Presentation at the XVthe World Congres of The Int. Political S. Assoc. (Buenos Aires, IPSA)
Year Book for 1990. (İstanbul Petroleum Chemical Rubber Workers Union Turkey)
13 Ekim 2007 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder