4 Kasım 2020 Çarşamba

5G Teknolojisi Bağlamında ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş

 


5G Teknolojisi Bağlamında

  ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş

İnternet Teknolojileri Kimin Tarafından Kontrol Edilecek ?

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)

Kasım 2020

 

 

Giriş

Son zamanlarda gündemin ön sıralarını işgal eden ABD – ÇİN ticaret savaşının tüm dünyayı etkilediğini gözlemlemekteyiz.

Dünyanın birinci ve ikinci ekonomik güçlerinin her alanda gizli ve açık bir yarışma içerisinde oldukları bir dönemden geçmekteyiz.

ABD ve ÇİN arasındaki rekabetin etkilemediği alan yok gibidir. Türkiye’miz açısından ABD ‘nin ve AB’nin ÇİN mallarından bir ölçüde vazgeçip Türkiye’den ithalat yapmaları söz konusu jeopolitik hengame içerisinde ülkemiz için bir fırsat penceresi olarak değerlendirilmektedir.

Neokapitalizmin 1970’lerde başlayan altın dönemi bugünlerde sona ererken, merkez ülkelerdeki delokalizasyon furyası yavaşça relokalizasyona doğru evriliken Türkiye relokalizasyon öncesi ÇİN’in yerini dış ticarette kapma fırsatlarını elinden geldiğince değerlendirmeye çalışmaktadır.

Ancak dünya ticaretini bir anlamda olumsuz olarak etkileyen söz konusu jeopolitik rekabetin stratejik önemdeki bölümü teknoloji, özellikle uç teknolojiler alanında cereyan etmektedir.

ABD – ÇİN Rekabetinde 5G Teknolojisi ve HUAWEİ konusu

Bu bölümde Le Monde Diplomatique’in kasım 2020 sayısında yer alan Evgeny Morozov’a ait “5G etrafında Jeopolitik Savaş” adli makalesinden yararlanacağım. Morozov, “The Syllabus” isimli bir portalın kurucusu ve editörü. ( https://the-syllabus.com ). Morozov, “Her şeye çözüm için tıklayınız ; Teknolojik sapma” adlı bir eseri mevcut.

Morozov’un makalesi ÇİN ile ABD arasındaki rekabetin belkemiğini oluşturan uç teknolojileri ve bu arada 5G teknolojisi ile HUAWEİ şirketi örneğini derinlemesine inceliyor. Morozov, teknolojik üstünlüğün jeopolitik hakimiyet açısından ne denli önem taşıdığını örnekleri ile izah ediyor.

HUAWEİ grubu ve ÇİN

Daha 1974 yılında Huawei henüz küçük çaplı bir girişim iken, kurucusu Ren Zhengfei, dönemin devlet başkanı Jiang Zemin ile görüşmesinde, telekomünikasyonun milli bir mesele olduğunu ve söz konusu alanda teknik donanıma sahip olamamanın ordusuz kalmak ile eşdeğer olduğunu ifade etmişti.

HUAWEİ zaman içinde gelişerek ÇİN’in en stratejik kuruluşlarından biri durumuna geldi. Huawei 170 ülkede 194000 kişi istihdam ediyor. Huawei artık 5G teknolojisinin dünyadaki en önde gelen temsilcisi durumunda. Huawei 2020 yazında akıllı telefon satışlarında SAMSUNG grubunu geçti. İnovasyon alanında en başarılı girişimler arasında yerini alan HUAWEİ,’nin HiSilicon branşı, Kirin yongasını (chip) üretti. Kirin yongası, pazardaki en gelişmiş yapay zeka uygulamalarında kullanılmakta.

HUAWEİ (R&D) araştırma geliştirme alanında yıllık karının yüzde 10’undan fazlasını yani 2019’da 15 milyar dolar, 2020’de 20 milyar dolar ayırmakta ve bu alanda APLE ve MİCROSOFT’un önünde yer almaktadır. (Söz konusu miktarın ne kadar yüksek olduğunu algılamak için, koskoca Alman otomotiv sanayiinin R & D’ye 2018 yılında 30 milyar dolar ayırdığını belirtmek yeterli olur.

5G teknolojisi her çeşit alet arasında iletişimin çok daha hızlı oluşmasını sağlayacaktır. (IoT / nesnelerin interneti).

Öte yandan Huawei’nin aysbergin görünen kısmı olduğunu , Çin’in uç teknolojik alanda faaliyet gösteren bir dizi şirket ile teknoloji pazarında liderliğini sağlamaya çalıştığı görülmektedir.

ZTE, WeChat, Tik Tok, gibi Çin firmaları teknoloji alanındaki Çin üstünlüğünü pekiştirmekte üstlerine düşenleri yerine getirmektedir.

Birçok ülke bu arada İngiltere ABD’nin baskısı altında iletişim sektörlerindeki Huawei ekipmanlarını kullanımdan kaldırmak zorunda bırakıldılar.

Ancak daha 1990’lı yıllardan itibaren Huawei ilerisini görerek, kar marjlarının düşük olduğu üçüncü dünya ülkelerinde yatırım yaparak, afrika,  güney Amerika gibi dünyanın birçok coğrafi bölgesinde köprü başları tutmuştur.

Bu arada TRUMP, hükümetin resmi emeklilik fonlarının portföylerinde Huawei’nin ve Çin şirketlerinin hisse senetlerine yatırım yapmalarını engelledi.

Bu arada ABD milli emniyet ajansı (NSA) Huawei’nin muhtemel casusluk faaliyetlerini araştırmak için derin çabalar sarf etmesine rağmen Huawei’nin böylesi bir faaliyetini doğrulayacak herhangi bir delil elde edemedi.

Tam tersine huawei NSA’nın dost, düşman ülkelerdeki casusuluk faaliyetlerini serbestçe yürütmesini bir anlamda engelledi. (Edward Snowden’in NSA’nın casusuluk faaliyetleri ile ilgili 2013 yılındaki ifşaatı hatırlardadır).

Huawei örneğinin diğer bir boyutu ise Fikri haklar konusunda taşıdığı önemdir.

Bir smatphone / akıllı telefon 250.000 adet patent ile korunma altına alınmıştır. Dolayısıyla 5G teknolojisi aynı zamanda bir patent ağı içermekte ve söz konusu patent ağları ticaret savaşının ciddi bir boyutunu oluşturmaktadır.

Bu patentler SEP / standart Essential Paterns normlarına uymak durumundadır. SEP kalifikasyonuna sahip patentler  5G teknolojisi normları ile uyumludur.

Bu patentlerin ağırlığı son yıllarda ABD’den asya ülkelerine doğru kaymıştır.

Patent dediğinizde devreye telif ücretinin girdiğini (fikri hak anlamında) anlamak gerekir.

ABD firması Qualcomm, 2G teknolojisi patentlerinin sahibi olarak 2001 senesinde Huawei firmasından 5 milyar dolara yakın patent telifi tahsil etmiştir.

Huawei ileriki yıllarda bu monopolü kırmayı hedef edinmiştir.

Zaman içinde Huawei bu monopolü kırarak 5G teknolojisine bağlı SEP standartlı patentlerin çoğunu elde edebilmiştir.

1998 yılında ABD şirketleri Çin şirketlerine kıyasla 26,8 misli patent telifi elde ediyorlardı. 2019 yılına gelindiğinde bu oran 1,7’ye düşmüştür.

ABD Çin ve teknoloji şirketlerine karşı belli başlı üç değişik strateji öngörmekte. Birincisi bizzat Trump’ın, Genel ticari denge içerisinde Çin firmalarını ancak belli bir ölçüde sıkıştırarak toplamda ticari dengeyi ABD’nin lehinde tutmak. İkincisi ABD başkanının ticaret danışmanı ve ABD ticaret temsilcisinin Çin şirketlerine karşı uygulanan  yaptırımları genişletme yönündeki maksimalist tutumu. Üçüncüsü, sanayi askeri kompleksin güvercin stratejisi. Bu üçüncü yaklaşıma göre Çin ticari açıdan gelir sağlayıcı bir pazar oluşturmakta. Nitekim Huawei firması bir başına ABD firmalarından 19 milyar dolarlık malzeme satın aldı. Dolayısıyla kısıtlama stratejisi Çin ile ticaret gelirlerinin ABD’nin ticari rakiplerine kaptırılması anlamına gelecektir.

Çin ABD ticari anlaşması bu yıl Covid 19’un Çin’de patlak vermesi ile zarar gördü. ABD’nin Huawei’ye uyguladığı baskı ve izolasyon stratejisi yeniden güç kazandı.

ABD Çin ticari savaşının 2020 içerisinde alevlenmesi ise Çin için iyi olmadı. Nedeni, Çin’in tüm teknolojik gelişmelerine rağmen hala, halihazırda bazı uç teknolojik bileşkeleri /komponentleri henüz imal edememesi ve bunların henüz Çin’de de üretilememesidir.

Bu komponentlerin en önemlisi,  KİRİN yongaları olmaktadır. Kirin yongaları Çin’de tasarlanmakla birlikte basılmaları Çin dışında olanaklıdır. Bu yongalar Yapay Zeka ile ilgili ürünlerde kullanılıyorlar.

Çin şimdiye kadar teknolojik alanların bir kısmında, örneğin yüz tanıma teknolojilerinde yol almakla birlikte bu çabaları ucuz araştırma personeli işgücüne dayanmakta idi. Çin bu nitelikli ve ucuz işgücünü kullanarak (big data) / sonsuz sayıda veri biriktirmişti. Çin bu suretle otomatik öğrenme algoritmaları geliştirmişti (Deep Learning) / (Reinforced learning).

Ancak bu strateji Çin’in dışarıdan örneğin Taiwan’dan malzeme ithal etme olanağına bağlı idi. ABD kısıtlamaları Çin’i bu alanda zor duruma soktu.

Arz zincirinin kırılması Çin yapay zeka sanayiini zor durumda bıraktı.

ABD Çin’in arz zincirini kırarak HiSilicon firması aracılığı ile kendi (semicoductor) /yarı iletkenlerini üretmesini engellemeye çalışmakta.

ABD aynı zamanda yarı iletken üreticisi firmalarına 10 milyar dolarlık bir yardım paketini “Chips for America Act “ (özel bir yasa ile) yürürlüğe soktu.

Bir yandan da Trump Çin’in Tik Tok firmasına karşı bir dizi girişim başlattı.

Çin bu denli saldırgan bir strateji uygulamamakla birlikte, Xi Jinping aracılığı ile 2025 yılına kadar birçok temel teknolojide Çin;in liderliğini sağlamak amacı ile 1400 milyar dolarlık bir planı yürürlüğe soktu.

Çin ayrıca kendi kontrolünde kendine ait “Global Data Security Initiative” / Toplu veri güvenliği inisyatifi  adlı bir uluslararası ağ oluşturmakta.

Huawei, yüksek teknolojik  malzeme arzı kısıtlamalarına karşı geçici bir tedbir olarak bunları geçtiğimiz sene içerisinde yüksek miktarda stoklamıştı. Fakat esas tedbir olarak Çin 5G teknolojisi çerçevesinde kendi işletim sistemini yürürlüğe sokmayı amaçlamakta. ( Android yerine Harmony OS / Harmony işletim sistemi. )

Sonuç

Tek kutuplu dünya, yerini iki başat ekonomik gücün yer aldığı bir ortama bırakmış görünmekte. ABD ve Çin. Bu iki dünya gücü arasındaki rekabet önümüzdeki seneler giderek her alanda yoğunlaşacak.

Askeri, ekonomik, teknolojik alanlar söz konusu rekabetin kızışacağı belli başlı alanlar.

Teknoloji alanında hangi gücün daha başarılı olacağı ise, dünyamızın jeopolitik dengelerini tayin edecektir.

Çin’in bu alanda 1970’li yıllardan beri bilinçli bir strateji güttüğünü görebiliyoruz. Çin ürettiği yüksek katma değerli teknolojik ürünlerin uç teknolojiye bağlı bileşenlerini artık bizzat üretmeyi başarıyor.

ABD ise daha ziyade taktik hamleler ile ticari savaşlar yardımı ile üstünlük sağlama peşinde.

Teknoloji alanındaki mücadele blokchain (zincir blokları) teknolojisi alanında ve bu teknolojinin en bilinen kullanım alanı olan kripto paralarda da görülmekte.

Bitcoin, Ethereum gibi kripto paraların benzerleri ABD Federal Reserve (FED) , Çin, birçok diğer ülke ve hatta Facebook gibi önde gelen  teknolojik şirketlerin benzer kripto paralar (LİBRA) gibi)  üretilmekte.

Kuşkusuz teknolojinin başat bir rol oynayacağı bir dünyanın eşiğine adım atmış bulunmaktayız.

 Son söz

Huawei kurucusu Ren’in dediği gibi : “Teknolojik bağımsızlık olmaksızın milli, ulusal bağımsızlık olası değildir".

Ekler :

1-Evgeny Morozov, “Bataille Géopolitique Autour de la 5G / Qui Controlera les Technologies d’Internet ?”, Le Monde Diplomatique, Octobre 2020.

 

2- ABD / ÇİN toplam ithalat, ihracat yıl : 2018

Toplam ticaret hacmi : 739 milyar $

 ABD’nin toplam Çin ithalatı : 559 milyar $

Çin’in toplam ABD ithalatı :    180 milyar $

3- ABD’nin Çin’den ithalatı . (Sektörler itibarı ile ) yıl : 2018

Bilgisayar ve elektronik :           186,5 milyar $

Elektrik ekipmanı :                    49,9 milyar $

Çeşitli imalat :                             44   milyar $

Makine aksamı :                          38,7 milyar $

Konfeksiyon :                               29,8 milyar $

Metal Eşya /aksam                       26,5 milyar $

Mobilya :                                      25,8 milyar $

Nakliye ekipmanları :                    21,7 milyar $

Kimyevi maddeler :                       21,4 milyar $

Plastik ve kauçuk ürünler :             20,2 milyar $

4- Çin’in ABD’den ithalatı (sektörler itibarı ile) 2018

Nakliye ekipmanı                          27,8 milyar $

Bilgisayar ve elektronik     17,9 milyar $

Kimyevi maddeler                         16,2 milyar $

Makine aksamı                              11,1 milyar $

Petrol ve gaz                                    7,1 milyar $

Tahıl                                                 5,9 milyar $

Çeşitli imalat ürünleri                         3,7 milyar $

Atık ve hurda                                     3,5 milyar $

Elektrik ekipmanı                                3,4 milyar $        

 

Kaynak : ABD istatistikleri