30 Kasım 2010 Salı

Haydarpaşa’yı Emekli Etmemek

Haydarpaşa’yı Emekli Etmemek

Haydarpaşa Müzesi – Haydarpaşa Harem Metropoliten İstanbul Parkı

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı, mimar
Temmuz 2006


Ana fikir :

Haydarpaşa’yı müze, (Paris Quai d’Orsay) çevresini 2010 kültür başkenti İstanbul’ a uygun (New York Central Park, Londra Hyde Park örneği) bir kentsel park yapmak.

Haydarpaşa ve çevresi

Haydarpaşa’nın ve çevresinin birkaç dolar uğruna kruvaziyer liman yapılarak İstanbul kentinden soyutlanması tüm İstanbulluları ve insanlığı önemli bir kültür değerinden mahrum bırakmak anlamını taşıyacaktır.

Öte yandan Haydarpaşa ve çevresinin 19. asır sonu ve yirminci yüzyıl başındaki işlevlerini aynen sürdürmesi olanaklı görülmemektedir.

İstanbul Bağdat demiryolu’nun eski başlangıç noktası olan Haydarpaşa garından Gebze tren istasyonuna ötelenecektir.

Yine 15 – 20 milyon nüfuslu İstanbul metropolünün liman fonksiyonlarını da artık bu denli merkezi bir konumda ilelebet sürdürmek olanağı kalmayacaktır.

Ancak İstanbul’un tarihi ile bütünleşmiş, İstanbul’un Anadolu yakasının adeta “landmark” simge yapısı konumunu kazanmış bir yapının kırk elli yıllık petrol devletçikleri örneğinde olduğu gibi “kruvaziyer turizmine tahsisi edilmiş serbest bölge” haline dönüştürülmesi imparatorluk geleneğinden gelen Türkiye Cumhuriyetine ve 2500 yıllık tarihe sahip olan İstanbul’a yakışmayacaktır.

Haydarpaşa garı, İstanbul Ankara hızlı treninin Gebze’ye ulaşması, ‘marmaray’ tüp geçidinin boğazdan geçerek İstanbul’daki kamu ulaşımını kapalı bir sistem haline dönüştürmesi, hızlı tren ile İstanbul içi banliyö ve şehir kamu ulaşımının aktarma istasyonları ile birbirlerine eklemlenmeleri sonucunda kadük kalacaktır.

Bu nedenle Haydarpaşa garı’nın ve ona bağlı geniş alanların yeni bir işleve kavuşması kaçınılmazdır.

En uygun ve prestijli işlev Haydarpaşa’nın Fransa’daki Quai d’Orsay örneğinde olduğu gibi müzeye dönüştürülmesidir.

İlginçtir ki Quai d’Orsay de yıkılıp otel yapılacak iken 1973 yılında Pompidou hükümetinin çabası ile müzeye dönüştürülmüştür. Bkz: http://www.insecula.com/musee/M0048.html

2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul’un söz konusu döneme denk gelecek bazı prestij projelerini gerçekleştirmesi yararlı olacaktır.

Ancak Haydarpaşa’nın çevresindeki ve ona bağlı çok geniş alan, böylesi bir projenin New York örneğinde olduğu gibi bir “urban park” kentsel metropoliten bir park ile desteklenmesi olanağını getirmekte ve projenin bütünleşik bir müze, kentsel park konsepti ve işlevi altında kendine özgü bir nitelik edinmesine olanak vermektedir.

Avrupa Birliği’ne aday bir Türkiye’nin en önemli metropolü 2500 yıllık tarihe sahip İstanbul’un böylesi bir prestij projesi ile birlikte 2010 Avrupa Başkenti dönemini taçlandırması beraberinde birçok olanağı getirecektir.

“Avrupa’nın Asya’ya açılan kapısı” temalı bir bienal, Türkiye’li ve yabancı kalburüstü küratörler tarafından düzenlenecek Türkiye’de Modernleşme ve Avangard konulu bir sergiler kümesi mekansal olarak hem müzeye dönüştürülecek Haydarpaşa garı’nda hem de “Metropoliten Haydarpaşa - Harem Merkez Parkı’nda” yer alabilir.

Böylesi bir müzenin temel amacı emperyal geçmişe sahip, Cumhuriyet Türkiye’sinin modern yüzünü kültürel planda dünya kamuoyuna iletmek ve bu işlevi gerçekleştirir iken “kültürün özleştirilmesi” “kamusal alanların” yok olması gibi yirmi birinci yüzyılın şikayet konusu olan olgulara karşı tüm dünyaya ve Avrupa’ya alternatif bir kültürel öneri sunmak olacaktır.

Haydarpaşa ve çevresinin (bu çevre Kadıköy, Mühürdardaki katı su atık Merkezinden Harem’e uzanan “korniş” bir sahil bantı olarak tasavvur edilmelidir) fonksiyon programı uluslar arası bir fikir projesi ile belirlenmelidir.


















Notlar:

Urban Parks” Kentsel Parklar

01-Central Park / New York / 843 acres / 1 acre = 4 046.85642 m2

843 x 4046,85642 = 3 411 500 m2

02-Hyde Park / London / 350 acres

350 x 4046,8562 = 1 416 400 m2

03-Jardin du Luxembourg / 23 ha

23 x 10000 = 230 000 m2

04- Haydarpaşa ve çevresi (doldurulması düşünülen alan dahil) : yaklaşık 1 300 000 m2