22 Aralık 2020 Salı

Dayanışma Vergisi Üzerine Prof. Dr. Aziz Konukman’a not Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ) Aralık 2020

 



Dayanışma Vergisi Üzerine

Prof. Dr. Aziz Konukman’a not

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)

Aralık 2020

 

1.Dayanışma vergisi, vatandaşlık geliri / Universal income grubu içerisinde ele alınmalıdır.

2.Vatandaşlık geliri / universal income / revenu universel, temelinde sağ bir öneridir. Sol üretilen mal ve hizmetlerin fiyatlarının düşmesini ve kişisel gelirin artmasını amaçlar, sağ ise kliantelizm amacı ile bir kısım halk kitlelerine gelir transferini tercih eder.

3.Sermayenin ileri görüşlü kesimleri, dünyadaki kapitalist sistemi sosyal çalkantılardan sakınmak amacı ile vatandaşlık geliri / universal income önerisini sık sık değişik platformlarda (DAVOs vs) gündeme getirirler.

4.Nitekim GAFA şirketleri, ABD’nin Warren Buffet gibi büyük kapitalistleri universal income’ı  savunurlar, servetlerinin belirli bir yüzdesini devlete vermeyi önerirler.

5.Türkiye’de ise vatandaşlık geliri / universal income yok ise de devlet 19 milyon vatandaşına çeşitli adlar altında yardımlar yapmaktadır.

6.Türkiye’de devlet yardımları bir anlamda bir çeşit vatandaşlık geliri / universal income olarak değerlendirilebilir.

7.Hal böyle iken CHP’nin ve bir kısım sol akademisyenlerin (Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Oğuz Oyan) servet vergisi önerisinin stratejik ve taktik sakıncalar içerdiğini düşünmekteyim.

8. İlk olarak sağ iktidarı içerisine düştüğü krizden kurtarmak solun tasası olmamalıdır.

9.Sol, alternatif dünya ve ülke düzeni ile ilgili önerilerini çok daha anlaşılır ve uygulanabilir biçimde programatik akslar halinde kamuoyuna açıklamalıdır.

10.Öte yandan 1944 varlık Vergisi gibi sorunlu uygulamalar hala CHP’nin imajı üzerinde gölge etmektedir.

11.Sağın krizini sağ çözmeli, popüler olmayan varlık, servet vergisi gibi önerileri sol ağzına almamalıdır. Telaffuz dahi etmemelidir. Bu tip zorunlu konuları sağa bırakmalıdır.

12.Türkiye’de 1 milyon TL üzerindeki hesap sayısı 350.000 civarındadır. Bu hesaplara firma hesapları da dahildir. Bu hesapların ortalama büyüklükleri 6,5 milyon TL’dir.

13.Dolayısıyla servet vergisi için eşik 1 milyon TL değil, 10 milyon TL olmalıdır. Bu eşik likit para için olmalıdır. Toplam servet için değil.

Ayrıca bu tür popüler olmayan önerileri dile getirmeyi de bu aşamada sol üstlenmemeli, antipatik ve külfetli önerileri sağın açıklamasını tercih etmelidir.

14.Tabiri caiz ise, eşeğin ölüsünü eşeği öldüren sürümelidir.

15.Zaten an itibarı ile CHP oy kaybetmekte İYİ Parti ise oy kazanmaktadır.

……..

Saygılar hocam…


4 Kasım 2020 Çarşamba

5G Teknolojisi Bağlamında ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş

 


5G Teknolojisi Bağlamında

  ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş

İnternet Teknolojileri Kimin Tarafından Kontrol Edilecek ?

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)

Kasım 2020

 

 

Giriş

Son zamanlarda gündemin ön sıralarını işgal eden ABD – ÇİN ticaret savaşının tüm dünyayı etkilediğini gözlemlemekteyiz.

Dünyanın birinci ve ikinci ekonomik güçlerinin her alanda gizli ve açık bir yarışma içerisinde oldukları bir dönemden geçmekteyiz.

ABD ve ÇİN arasındaki rekabetin etkilemediği alan yok gibidir. Türkiye’miz açısından ABD ‘nin ve AB’nin ÇİN mallarından bir ölçüde vazgeçip Türkiye’den ithalat yapmaları söz konusu jeopolitik hengame içerisinde ülkemiz için bir fırsat penceresi olarak değerlendirilmektedir.

Neokapitalizmin 1970’lerde başlayan altın dönemi bugünlerde sona ererken, merkez ülkelerdeki delokalizasyon furyası yavaşça relokalizasyona doğru evriliken Türkiye relokalizasyon öncesi ÇİN’in yerini dış ticarette kapma fırsatlarını elinden geldiğince değerlendirmeye çalışmaktadır.

Ancak dünya ticaretini bir anlamda olumsuz olarak etkileyen söz konusu jeopolitik rekabetin stratejik önemdeki bölümü teknoloji, özellikle uç teknolojiler alanında cereyan etmektedir.

ABD – ÇİN Rekabetinde 5G Teknolojisi ve HUAWEİ konusu

Bu bölümde Le Monde Diplomatique’in kasım 2020 sayısında yer alan Evgeny Morozov’a ait “5G etrafında Jeopolitik Savaş” adli makalesinden yararlanacağım. Morozov, “The Syllabus” isimli bir portalın kurucusu ve editörü. ( https://the-syllabus.com ). Morozov, “Her şeye çözüm için tıklayınız ; Teknolojik sapma” adlı bir eseri mevcut.

Morozov’un makalesi ÇİN ile ABD arasındaki rekabetin belkemiğini oluşturan uç teknolojileri ve bu arada 5G teknolojisi ile HUAWEİ şirketi örneğini derinlemesine inceliyor. Morozov, teknolojik üstünlüğün jeopolitik hakimiyet açısından ne denli önem taşıdığını örnekleri ile izah ediyor.

HUAWEİ grubu ve ÇİN

Daha 1974 yılında Huawei henüz küçük çaplı bir girişim iken, kurucusu Ren Zhengfei, dönemin devlet başkanı Jiang Zemin ile görüşmesinde, telekomünikasyonun milli bir mesele olduğunu ve söz konusu alanda teknik donanıma sahip olamamanın ordusuz kalmak ile eşdeğer olduğunu ifade etmişti.

HUAWEİ zaman içinde gelişerek ÇİN’in en stratejik kuruluşlarından biri durumuna geldi. Huawei 170 ülkede 194000 kişi istihdam ediyor. Huawei artık 5G teknolojisinin dünyadaki en önde gelen temsilcisi durumunda. Huawei 2020 yazında akıllı telefon satışlarında SAMSUNG grubunu geçti. İnovasyon alanında en başarılı girişimler arasında yerini alan HUAWEİ,’nin HiSilicon branşı, Kirin yongasını (chip) üretti. Kirin yongası, pazardaki en gelişmiş yapay zeka uygulamalarında kullanılmakta.

HUAWEİ (R&D) araştırma geliştirme alanında yıllık karının yüzde 10’undan fazlasını yani 2019’da 15 milyar dolar, 2020’de 20 milyar dolar ayırmakta ve bu alanda APLE ve MİCROSOFT’un önünde yer almaktadır. (Söz konusu miktarın ne kadar yüksek olduğunu algılamak için, koskoca Alman otomotiv sanayiinin R & D’ye 2018 yılında 30 milyar dolar ayırdığını belirtmek yeterli olur.

5G teknolojisi her çeşit alet arasında iletişimin çok daha hızlı oluşmasını sağlayacaktır. (IoT / nesnelerin interneti).

Öte yandan Huawei’nin aysbergin görünen kısmı olduğunu , Çin’in uç teknolojik alanda faaliyet gösteren bir dizi şirket ile teknoloji pazarında liderliğini sağlamaya çalıştığı görülmektedir.

ZTE, WeChat, Tik Tok, gibi Çin firmaları teknoloji alanındaki Çin üstünlüğünü pekiştirmekte üstlerine düşenleri yerine getirmektedir.

Birçok ülke bu arada İngiltere ABD’nin baskısı altında iletişim sektörlerindeki Huawei ekipmanlarını kullanımdan kaldırmak zorunda bırakıldılar.

Ancak daha 1990’lı yıllardan itibaren Huawei ilerisini görerek, kar marjlarının düşük olduğu üçüncü dünya ülkelerinde yatırım yaparak, afrika,  güney Amerika gibi dünyanın birçok coğrafi bölgesinde köprü başları tutmuştur.

Bu arada TRUMP, hükümetin resmi emeklilik fonlarının portföylerinde Huawei’nin ve Çin şirketlerinin hisse senetlerine yatırım yapmalarını engelledi.

Bu arada ABD milli emniyet ajansı (NSA) Huawei’nin muhtemel casusluk faaliyetlerini araştırmak için derin çabalar sarf etmesine rağmen Huawei’nin böylesi bir faaliyetini doğrulayacak herhangi bir delil elde edemedi.

Tam tersine huawei NSA’nın dost, düşman ülkelerdeki casusuluk faaliyetlerini serbestçe yürütmesini bir anlamda engelledi. (Edward Snowden’in NSA’nın casusuluk faaliyetleri ile ilgili 2013 yılındaki ifşaatı hatırlardadır).

Huawei örneğinin diğer bir boyutu ise Fikri haklar konusunda taşıdığı önemdir.

Bir smatphone / akıllı telefon 250.000 adet patent ile korunma altına alınmıştır. Dolayısıyla 5G teknolojisi aynı zamanda bir patent ağı içermekte ve söz konusu patent ağları ticaret savaşının ciddi bir boyutunu oluşturmaktadır.

Bu patentler SEP / standart Essential Paterns normlarına uymak durumundadır. SEP kalifikasyonuna sahip patentler  5G teknolojisi normları ile uyumludur.

Bu patentlerin ağırlığı son yıllarda ABD’den asya ülkelerine doğru kaymıştır.

Patent dediğinizde devreye telif ücretinin girdiğini (fikri hak anlamında) anlamak gerekir.

ABD firması Qualcomm, 2G teknolojisi patentlerinin sahibi olarak 2001 senesinde Huawei firmasından 5 milyar dolara yakın patent telifi tahsil etmiştir.

Huawei ileriki yıllarda bu monopolü kırmayı hedef edinmiştir.

Zaman içinde Huawei bu monopolü kırarak 5G teknolojisine bağlı SEP standartlı patentlerin çoğunu elde edebilmiştir.

1998 yılında ABD şirketleri Çin şirketlerine kıyasla 26,8 misli patent telifi elde ediyorlardı. 2019 yılına gelindiğinde bu oran 1,7’ye düşmüştür.

ABD Çin ve teknoloji şirketlerine karşı belli başlı üç değişik strateji öngörmekte. Birincisi bizzat Trump’ın, Genel ticari denge içerisinde Çin firmalarını ancak belli bir ölçüde sıkıştırarak toplamda ticari dengeyi ABD’nin lehinde tutmak. İkincisi ABD başkanının ticaret danışmanı ve ABD ticaret temsilcisinin Çin şirketlerine karşı uygulanan  yaptırımları genişletme yönündeki maksimalist tutumu. Üçüncüsü, sanayi askeri kompleksin güvercin stratejisi. Bu üçüncü yaklaşıma göre Çin ticari açıdan gelir sağlayıcı bir pazar oluşturmakta. Nitekim Huawei firması bir başına ABD firmalarından 19 milyar dolarlık malzeme satın aldı. Dolayısıyla kısıtlama stratejisi Çin ile ticaret gelirlerinin ABD’nin ticari rakiplerine kaptırılması anlamına gelecektir.

Çin ABD ticari anlaşması bu yıl Covid 19’un Çin’de patlak vermesi ile zarar gördü. ABD’nin Huawei’ye uyguladığı baskı ve izolasyon stratejisi yeniden güç kazandı.

ABD Çin ticari savaşının 2020 içerisinde alevlenmesi ise Çin için iyi olmadı. Nedeni, Çin’in tüm teknolojik gelişmelerine rağmen hala, halihazırda bazı uç teknolojik bileşkeleri /komponentleri henüz imal edememesi ve bunların henüz Çin’de de üretilememesidir.

Bu komponentlerin en önemlisi,  KİRİN yongaları olmaktadır. Kirin yongaları Çin’de tasarlanmakla birlikte basılmaları Çin dışında olanaklıdır. Bu yongalar Yapay Zeka ile ilgili ürünlerde kullanılıyorlar.

Çin şimdiye kadar teknolojik alanların bir kısmında, örneğin yüz tanıma teknolojilerinde yol almakla birlikte bu çabaları ucuz araştırma personeli işgücüne dayanmakta idi. Çin bu nitelikli ve ucuz işgücünü kullanarak (big data) / sonsuz sayıda veri biriktirmişti. Çin bu suretle otomatik öğrenme algoritmaları geliştirmişti (Deep Learning) / (Reinforced learning).

Ancak bu strateji Çin’in dışarıdan örneğin Taiwan’dan malzeme ithal etme olanağına bağlı idi. ABD kısıtlamaları Çin’i bu alanda zor duruma soktu.

Arz zincirinin kırılması Çin yapay zeka sanayiini zor durumda bıraktı.

ABD Çin’in arz zincirini kırarak HiSilicon firması aracılığı ile kendi (semicoductor) /yarı iletkenlerini üretmesini engellemeye çalışmakta.

ABD aynı zamanda yarı iletken üreticisi firmalarına 10 milyar dolarlık bir yardım paketini “Chips for America Act “ (özel bir yasa ile) yürürlüğe soktu.

Bir yandan da Trump Çin’in Tik Tok firmasına karşı bir dizi girişim başlattı.

Çin bu denli saldırgan bir strateji uygulamamakla birlikte, Xi Jinping aracılığı ile 2025 yılına kadar birçok temel teknolojide Çin;in liderliğini sağlamak amacı ile 1400 milyar dolarlık bir planı yürürlüğe soktu.

Çin ayrıca kendi kontrolünde kendine ait “Global Data Security Initiative” / Toplu veri güvenliği inisyatifi  adlı bir uluslararası ağ oluşturmakta.

Huawei, yüksek teknolojik  malzeme arzı kısıtlamalarına karşı geçici bir tedbir olarak bunları geçtiğimiz sene içerisinde yüksek miktarda stoklamıştı. Fakat esas tedbir olarak Çin 5G teknolojisi çerçevesinde kendi işletim sistemini yürürlüğe sokmayı amaçlamakta. ( Android yerine Harmony OS / Harmony işletim sistemi. )

Sonuç

Tek kutuplu dünya, yerini iki başat ekonomik gücün yer aldığı bir ortama bırakmış görünmekte. ABD ve Çin. Bu iki dünya gücü arasındaki rekabet önümüzdeki seneler giderek her alanda yoğunlaşacak.

Askeri, ekonomik, teknolojik alanlar söz konusu rekabetin kızışacağı belli başlı alanlar.

Teknoloji alanında hangi gücün daha başarılı olacağı ise, dünyamızın jeopolitik dengelerini tayin edecektir.

Çin’in bu alanda 1970’li yıllardan beri bilinçli bir strateji güttüğünü görebiliyoruz. Çin ürettiği yüksek katma değerli teknolojik ürünlerin uç teknolojiye bağlı bileşenlerini artık bizzat üretmeyi başarıyor.

ABD ise daha ziyade taktik hamleler ile ticari savaşlar yardımı ile üstünlük sağlama peşinde.

Teknoloji alanındaki mücadele blokchain (zincir blokları) teknolojisi alanında ve bu teknolojinin en bilinen kullanım alanı olan kripto paralarda da görülmekte.

Bitcoin, Ethereum gibi kripto paraların benzerleri ABD Federal Reserve (FED) , Çin, birçok diğer ülke ve hatta Facebook gibi önde gelen  teknolojik şirketlerin benzer kripto paralar (LİBRA) gibi)  üretilmekte.

Kuşkusuz teknolojinin başat bir rol oynayacağı bir dünyanın eşiğine adım atmış bulunmaktayız.

 Son söz

Huawei kurucusu Ren’in dediği gibi : “Teknolojik bağımsızlık olmaksızın milli, ulusal bağımsızlık olası değildir".

Ekler :

1-Evgeny Morozov, “Bataille Géopolitique Autour de la 5G / Qui Controlera les Technologies d’Internet ?”, Le Monde Diplomatique, Octobre 2020.

 

2- ABD / ÇİN toplam ithalat, ihracat yıl : 2018

Toplam ticaret hacmi : 739 milyar $

 ABD’nin toplam Çin ithalatı : 559 milyar $

Çin’in toplam ABD ithalatı :    180 milyar $

3- ABD’nin Çin’den ithalatı . (Sektörler itibarı ile ) yıl : 2018

Bilgisayar ve elektronik :           186,5 milyar $

Elektrik ekipmanı :                    49,9 milyar $

Çeşitli imalat :                             44   milyar $

Makine aksamı :                          38,7 milyar $

Konfeksiyon :                               29,8 milyar $

Metal Eşya /aksam                       26,5 milyar $

Mobilya :                                      25,8 milyar $

Nakliye ekipmanları :                    21,7 milyar $

Kimyevi maddeler :                       21,4 milyar $

Plastik ve kauçuk ürünler :             20,2 milyar $

4- Çin’in ABD’den ithalatı (sektörler itibarı ile) 2018

Nakliye ekipmanı                          27,8 milyar $

Bilgisayar ve elektronik     17,9 milyar $

Kimyevi maddeler                         16,2 milyar $

Makine aksamı                              11,1 milyar $

Petrol ve gaz                                    7,1 milyar $

Tahıl                                                 5,9 milyar $

Çeşitli imalat ürünleri                         3,7 milyar $

Atık ve hurda                                     3,5 milyar $

Elektrik ekipmanı                                3,4 milyar $        

 

Kaynak : ABD istatistikleri


17 Temmuz 2020 Cuma

Raşit Gökçeli - Özgeçmiş



Raşit Gökçeli

Y. Bölge Plancısı, Mimar

e-posta :rasitgokceli@gmail.com

 



 

 

 

ÖZGEÇMİŞ

 

 

 

Adı soyadı :      Raşit Gökçeli

 

Doğum Yılı :     1944

 

Eğitim :

 

Lise :                Saint Benoit Lisesi (İstanbul)

 

Lisans :            İstanbul Teknik Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık bölümü, 1967. (Mimar)

 

Yüksek Lisans: Ortadoğu Teknik üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, 1971.

(Yüksek Bölge Plancısı). (MRP)

 

 

Mesleki Faaliyet :

 

1964-1967 :      Mimari Bürolarda staj ve desinatörlük.

 

1968-1970 :      Çeşitli saha araştırmalarında araştırmacılık ve anketörlük.

 

1970-1971 :      ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde Öğrenci asistanlık.

 

1971-1980 :      ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde Asistanlık ve Öğretim Görevliliği.

 

1981-1982 :      Cem Yayınları Arkadaş Çocuk Dizisi Yönetici Yardımcılığı.

 

1982 :              Prof.Dr. Mübeccel Kıray tarafından yönetilen Ereğli Araştırmasında saha araştırmacılığı.

 

1982-1998 :      Toros Yayınları Yöneticiliği

 

2000 :              Emekli.

 

2002- 2004:                 Telos Yayıncılık bünyesinde editörlük ve redaksiyon görevleri.

 

 

Yönetsel Görevler :

 

1967-2009:                    TMMOB Mimarlar Odası, Yönetim Kurulu üyeliği, Sekreter Yardımcılığı, Saymanlık, Dış İlişkiler Komitesi Üyeliği, Mimarlar Odası İstanbul Şube Sekreterliği, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Bilgisayar Mesleki Bilimsel Çalışma Komitesi Başkanlığı, Mimarlar Odası Denetçiliği. (Çeşitli dönemlerde ve 2004-2006 döneminde). PEN Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu sayman üyesi  (2005-2007 dönemi). PEN Yazarlar Derneği Denetleme Kurulu Üyeliği (2007-2009 dönemi). Mimarlık Vakfı Enstitüsü Yönetim Kurulu Yedek üyesi.

 

 

Yayınsal Faaliyet :

 

                                    Eğitim Ekonomisi ve Planlamasına Referans Olarak İnsangücü Çalışmaları Tahminlerine Uygun 1980 Yılında Türkiye’de Optimum Üniversite Dağılımını saptamak için bir Yaklaşım denemesi. 1971, (uzmanlık tezi).

 

                                    1973-1975 Seçimleri, Seçim coğrafyası Üzerine bir Deneme. 1975. Milliyet Yayınları. (İlhan Tekeli ile birlikte).

 

                                    Demokratik Kitle Örgütleri Üzerine bir Örnek Olay : Mimarlar Odası, Kıyı Yayınları, 1987

 

                                    Ülkemiz Koşullarına Uygun Konut Üretim Modeli, (Gök İnşaat ve Ticaret A. Ş.’nin 30. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlemiş Olduğu Ulusal Yarışmada Derece Alan Çalışmalar), içerisinde üçüncülük ödülü, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayını : 93.02, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Basımişliği, ekim 1993

                                   

                                    4.Endüstriyel Devrim ve Mimarlık, Verita Yayınları, İstanbul 2020

 

                                    Çeşitli meslek ve edebiyat dergilerinde makaleler. (Mimarlık, Ada, Yapı, Yaşama Sanatı, Varlık, Dünya Kitap, Gösteri, Öteki-siz)

 

                                    2007 den bu yana :       http://rasitgokceli.blogspot.com/ başlıklı blog.

 

 

 

Ödül :

 

                                    Gök İnşaatın tertiplediği, Ülkemiz Koşullarına Uygun Konut Üretim Modeli

                                    yarışmasında üçüncülük. 1992.

 

Dernek ve Kuruluş Üyelikleri :

 

 

                                    PEN  Kulübü (Türkiye)

 

                                    BESAM Meslek Birliği

 

Mimarlar Odası

 

                                    Mimarlık Vakfı

 

İTÜ Vakfı

 

ODTÜ Mezunları Derneği

 

Yabancı Diller :

                                   

Fransızca ve İngilizce. (İleri derecede).

İspanyolca . (az)


14 Temmuz 2020 Salı

“Öteki Ben”e Elli Yıl Ötesinden Bakış Sokaktaki Atlı Kızak / Fatih Söyler



“Öteki Ben”e Elli Yıl Ötesinden Bakış

Sokaktaki Atlı Kızak / Fatih Söyler

Anlatı

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)

Temmuz 2020

 

Bin dokuz yüz altmış sekiz yılında dünyada bir başkaldırı rüzgarı estirdi insanlığın gençliği.

“Başka bir dünya mümkün”, “imkansızı isteyin gerçekçi olun” sloganları ile tüm dünyada bu arada ülkemizde de gençlik başkaldırdı.

Ülkemizde de özellikle üniversitelerimizde gençliğin başkaldırı güçlü rüzgarları esti. ODTÜ 1968 gençliğinin başkaldırı odaklarından biri idi.

“Sokaktaki Atlı Kızak” anlatısının yazarı Fatih söyler de 1968 döneminde ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi idi. Dönemin tüm çalkantıları içerisinde bir öğrenci aktivisti olarak yer aldı.

Fatih Söyler sonraki senelerde dünyaya ve mesleğe bakış açılarını Mimarlar Odası’na taşımış olan ODTÜ gençliğinin bir bireyi olarak etkili mesleki ve toplumsal çalışmalar yürüttü.

Ancak zamanla dünyada rüzgarlar ters esmeye başladı. Dünya ve Türkiye’de baskıcı rejimler gençlikten intikam aldı.

O dönemin gençliğine yaşatılan sinsi ve amansız zulüm derin ruhsal traumalar yarattı.

Fatih Söyler metaforik anlatısında baskıcı rejimlerin, zulmün, kaybedilen gençlik arkadaşlarının, dönemin eylemlerinin bir çeşit muhasebesini kendi benliği içerisinde yapıyor.

“Tek başına kalmıştı geride, nereye gideceğini bilmiyordu, kalakalmıştı gökyüzünde, pusun içinde. Bütün avcılar ona ateş ediyordu.”

Aradan elli yıl geçtikten sonra, bunca baskı, zulüm, işkenceden sonra ne değişti ?

O dönemde gençlik olarak neleri doğru, neleri yanlış yaptık ?

Bugün olsa aynı yolda mı yürürdük ? Fatih Söyler bizi restropektif bir durum muhakemesine yönlendiriyor.

Elli yıl sonraki “ben” ile elli yıl sonraki “ben” den hangisi ben ? hangisi öteki ?

İki eski dost, Denge ile Düş’ün buluşmaları öncesinde  mektubunda :

 

“Sevgili Düş”e :

“Seni son gördüğümde ‘bu dalgalar hep gelecek…’ demiştin. Haklıymışsın. Umarım o dalgalar seni alıp götürmemiştir.” Diye yazıyor.

Ve. Düş ayrılırken cebindeki buruşmuş kağıttaki şiire bir göz atıyor son kez.

“seyirdeydiler umarsız, el çırparak sessizce

Çıt çıkmıyordu meydandan

                                               Darağaçlarınını kimi boş sıra kimde

Deli sarmaşık gibi o şeyler dizlerinde”

….

 

Sokaklarımızda atlı kızaklar geçmiyor uzun yıllardır.

Ancak insanların yüreklerindeki isyan ateşi hiç sönmüyor.

 

 

 

 

 


8 Temmuz 2020 Çarşamba

Bilgisayar ve Uç Teknolojileri Mesleki Bilimsel Çalışma Komitesi İçin Müfredat Önerisi






Aydın Ufuk Yücel Tarafından Kaleme Alınan “Mimarlar Odası Kullanma Kılavuzu” Bağlamında

Meslek Odası

Bilgisayar ve Uç Teknolojileri

Mesleki Bilimsel Çalışma Komitesi

İçin

Müfredat Önerisi

Raşit Gökçeli (X)

Temmuz 2020


2020 senesinde Bilgisayar ve Uç Teknolojileri Mesleki Bilimsel Çalışma Komitesi’nin (Bilgisayar MBÇK) İşlevi ne Olmalıdır ?

Bilgisayar MBÇK’sının başlıca iki görevi olmalıdır :

1-Üyelerinin gelişen teknolojiler, 4. Endüstri devrimi ortamında mesleki donanımlarını güçlendirmek. Nitelikli işgücü sahibi sıfatı ile onların inşaat sektörü içerisindeki rollerini vazgeçilmez kılmak.

2-Meslek Odasının toplum ve sektör içerisindeki meşruiyetini güçlendirmek, sektör içerisindeki önemini pekiştirmek, bu amaçla üyelerine gerekli bilgi ve donanımı vermek, teorik ve pratik teknikleri, yapacağı eğitim ve benzeri faaliyetlerle üyelerine sağlamak.

Bilgisayar ve Uç Teknolojileri  MBÇK’sı
için
Olası bir Müfredat (Curriculum) Taslağı




A-Teknolojik gelişim, 4. Endüstriyel devrim ve mesleğin değişen yapısı ile ilgili olarak ;
Müfredatın ana ilke amaç ve vizyonu :

-Başka bir eğitim / başka bir dünya mümkün yaklaşımını benimseyerek yapay zeka (AI) başta olmak üzere, 4. Sanayi devrimi ile ilgili tüm teknolojik yeniliklerin mimarlık eğitimi ile bütünleştirilmesi (entegre edilmesi) yönünde çaba harcanmak.

-Mimarlar Odası’nın 4. sanayi devriminin toplumsal formasyon üzerindeki yarattığı değişim etkisini göz önünde bulundurması; Söz konusu değişimin kent makroformunu dönüştürmesini, nanoteknoloji alanındaki atılımların yapıların imal edilme süreçlerini değiştirmesini mercek altına almak.

-Finansal tekniklerdeki gelişmeler konusunda mimarlara eğitim verilmesi, mimarların söz konusu teknikleri kullanabilecek teknik bilgilerle donatılmaları, alanında akademi, finans çevreleri ve siyasi çevrelerle birlikte çaba harcanmak.

-Mimarlar Odası Sürekli Mesleki Gelişim alanında akademyanın yanısıra üyelerinin kodlama ve algoritma konularındaki okur yazarlık becerilerini geliştirmeli, söz konusu alanlarda sürekli eğitimler vermek.

-Konut ve bina yapımında maliyet enflasyonunu düşürecek yöntemleri mesleki çevreler ve kamuoyunda tanıtmak.

-Kent bilgi sistemleri yapılandırılmasında akıllı kentin yeniden düşünülerek verilerin demokratikleştirilmesi ilkesinin benimsenmek (Barcelona örneği)

-Toplum içerisinde, sektör içerisinde faaliyet gösteren belli başlı kuruluşlar ile (Gayrı Menkul Yatırı Ortaklıkları, İnşaat sektörü içerisinde faaliyet gösteren firmalar vs) sektörü ilgilendiren alanlarda müşterek faaliyetlerde bulunmak. (Örneğin, binalarda enerji ve kaynak verimliliği, Leed Yeşil Bina Derecelendirme, Gayrımenkul Projelerinde Sıfır Atık Uygulamaları, Sürdürülebilirlik raporlamaları, Markaların Sürdürülebilirlikteki Sorumluluk sınavları, Bina İşletim Modellemeleri)

-Mesleki ve toplumsal alanda çevreci çözümleri kamuoyuna mal etmek.

B- Bu Vizyon içerisinde ve zikredilen amaçlar doğrultusunda Muhtemel Müfredat Taslağı

Ana konular : Yapay Zeka / Fen / Finans / Felsefe

Olası branşlar : Algoritma – Kodlama – CAD uygulamaları – Rendering uygulamaları – Animasyon uygulamaları - Bina Modelleme – Bina İşletim / Bilgilenme Modellemeleri (Building Information Modelling) Bina Otomasyon Sistemleri - Temel Finans Kültürü – Temel Felsefe Kültürü - Binalarda Enerji ve Kaynak Verimliliği – Sürdürülebilirlik Konseptleri – LEED Yeşil Bina Derecelendirme-Gayrımenkul Projelerinde Sıfır Atık Uygulamaları – Tüketici Hakları ve Hukuku – (Project Management Programları ) – Proje danışmanlığı (consulting) v.b. - İnşaat Sektörü ile ilgili ana bilgiler.- Proje Planlama ve Kontrolü Alanındaki Programlar (primavera v.b.) - Akıllı Şehirler.

-İTÜ / Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Fakültesi Müfredatı ve ders programları incelenecek.




______________
(x) Raşit Gökçeli, “#Mimarlar Odasından Taleplerimizdir / (Bir Rüya bitti – 5)”  http://rasitgokceli.blogspot.com/  2013

29 Haziran 2020 Pazartesi

Meslek Odası İçin Vizyon Önerileri (AUY Oda Kullanma Kılavuzu hk)

Meslek Odası
İçin
Vizyon Önerileri


Aydın Ufuk Yücel Tarafından Kaleme Alınan “Mimarlar Odası Kullanma Kılavuzu” Bağlamında

Raşit Gökçeli
Haziran 2020



Mimarlar Odası için neden bir kullanma kılavuzu ihtiyacı doğmuştur ?

Başlıca iki nedenle :

1-İktidarın Meslek Odalarını hedef alan yasa girişimlerinden ötürü.

İktidar başta Barolar olmak üzere tüm Meslek Odalarını yeniden yapılandırarak Anayasal sistem içerisindeki Kamu Kurumu niteliğindeki yapılarını siyasal iktidara daha bağımlı duruma getirme gayreti içerisinde olduğu için.

İktidarın söz konusu projesi gerçekleşir ise toplum yararını gözeten Meslek Odaları, siyasal iktidarın güdümüne girecek ve onun kontrolüne geçeceklerdir.

Böylesi bir durum ise mesleğin toplum yararına uygulanmasına olanak tanımayacaktır

2-Bizzat meslek mensuplarının Mimarlar Odasına ilgilerinin ciddi biçimde azalmasından ötürü

Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin 24.000 üyesinden sadece 2100’ü son Şube Genel Kurulu seçimlerinde oy kullanmıştır. Oy kullanma oranı yüzde onun bile altında % 8,75’tir.

Böylesi düşük bir oran hangi bağlamda olursa olsun sistemin sorgulanmasını gerektirir.

Herhangi bir demokraside, hatta demokrasi ile yönetilmeyen ülkelerde bile oy kullanma oranı yüzde ellinin altına düştüğünde o demokraside yönetimin meşruiyeti tartışma konusu olur.
Yaşanan bu durum Meslek Odasının toplum ve sektör içerisindeki meşruiyetini tartışma konusu edebilir.


Meslek Odasının toplum ve sektör içerisindeki meşruiyetini güçlendirmek, sektör içerisindeki önemini pekiştirmek herhangi bir Oda Yönetiminin belli başlı görevi olarak önümüzde durmaktadır.

Bu nedenle “Oda için bir kullanma kılavuzu” halihazırda gerekli hale gelmiştir.

Bir “Kullanma Kılavuzu” ne tür sorulara yanıt vermeli, hangi ihtiyaçları karşılamalıdır ?

Kullanma kılavuzları elimizdeki aracın -adı üzerinde nasıl kullanılacağını-, hangi tür ihtiyaçlar için gerekli olduğunu kısa, öz ve anlaşılır biçimde kullanıcı adayına açıklar.

Aydın Ufuk Yücel’in “Mimarlar Odası Kullanma Kılavuzu” da bu amacı taşımakta, günümüzde yani 2020 haziranında Meslek Odası’ndan toplum ve meslek üyelerinin neler beklemeleri gerektiğini açıklamakta, böylesi bir perspektif içerisinde Meslek Odası yapısını, iç işleyişini ve toplum nezdindeki görevlerini, sektör içerisindeki işlevlerini irdelemektedir.

Bu nedenle bu 2020 yılı haziran ayında Meslek Odası’nın vizyonu ne olmalıdır sorusuna yanıt vermemiz gerekmektedir. (x)

2020 haziranında Mimarlar Odası’nın Vizyonu ne olmalıdır ve toplum, sektör ile meslek erbabının hangi taleplerine cevap aramalıdır ?

-Teknolojik gelişim, 4. Endüstriyel devrim ve mesleğin değişen yapısı ile ilgili olarak ;

-Toplum içerisindeki karmaşalık düzeyini (entropi) azaltma amacı güden öneriler)

-Başka bir eğitim / başka bir dünya mümkün yaklaşımını benimseyerek yapay zeka (AI) başta olmak üzere, 4. Sanayi devrimi ile ilgili tüm teknolojik yeniliklerin mimarlık eğitimi ile bütünleştirilmesi (entegre edilmesi) yönünde çaba harcanması.

-Mimarlar Odası’nın 4. sanayi devriminin toplumsal formasyon üzerindeki yarattığı değişim etkisini göz önünde bulundurması; Söz konusu değişimin kent makroformunu dönüştürmesini, nanoteknoloji alanındaki atılımların yapıların imal edilme süreçlerini değiştirmesini mercek altına alması.

-Finansal tekniklerdeki gelişmeler konusunda mimarlara eğitim verilmesi, mimarların söz konusu teknikleri kullanabilecek teknik bilgilerle donatılmaları, alanında akademi, finans çevreleri ve siyasi çevrelerle birlikte çaba harcanması.

-Mimarlar Odası Sürekli Mesleki Gelişim alanında akademyanın yanısıra üyelerinin kodlama ve algoritma konularındaki okur yazarlık becerilerini geliştirmeli, söz konusu alanlarda sürekli eğitimler vermelidir.

-Konut ve bina yapımında maliyet enflasyonunu düşürecek yöntemleri mesleki çevreler ve kamuoyunda tanıtmak.

-Kent bilgi sistemleri yapılandırılmasında akıllı kentin yeniden düşünülerek verilerin demokratikleştirilmesi ilkesinin benimsenmesi (Barcelona örneği)

-Toplum içerisinde, sektör içerisinde faaliyet gösteren belli başlı kuruluşlar ile (Gayrı Menkul Yatırı Ortaklıkları, İnşaat sektörü içerisinde faaliyet gösteren firmalar vs) sektörü ilgilendiren alanlarda müşterek faaliyetlerde bulunmak. (Örneğin, binalarda enerji ve kaynak verimliliği, Leed Yeşil Bina Derecelendirme, Gayrımenkul Projelerinde Sıfır Atık Uygulamaları, Sürdürülebilirlik raporlamaları, Markaların Sürdürülebilirlikteki Sorumluluk sınavları, Bina İşletim Modellemeleri)

-Genel anlamda toplumsal hedefler

-Meslek Odası toplum hizmetinde olmalı, kamusal alanları tüm gücüyle savunmalı, kent merkezlerini toplumun bireylerine kapatan ve çok uluslu şirketlerin yağma, talanına açan, sermaye çevrelerinin her türlü soylulaştırma çabasına karşı durmalıdır.

-Meslek Odası konut edinme çabası içinde olan tüketicilerin, işyeri bulma çabası içinde olan üreticilerin yanında olmalı, onları spekülatör, banka ve faiz mihraklarına karşı mesleki ve hukuki alanda korumalı, onlara gerekli mesleki ve hukuki desteği sunmalıdır.

-Mimarlar Odası başta imar yönetmelikleri olmak üzere meslek adamlarını ilgilendiren imar, yapı yasası ve benzeri alanlarda mahalli koşullara uygun önerilerini kamuoyuna mal etmelidir.

-Mimarlar Odası Mesleki Bilimsel Çalışma Komiteleri oluşturarak mesleğin ve sektörün çeşitli alanlarında mimarların konumunu güçlendirmeli, topluma sağlıklı mesleki çözümler sunabilmelidir.

-Mimarlar Odası toplumsal dayanışmayı olanaklı hale getiren kamusal ve kültürel mekanların üretilmesinde aktif rol üstlenmelidir.

-Mimarlar Odası Kamusal alanların oluşturulması yönünde etkili olduğu bütün mercilerde ve kendi yapısı içerisinde aktif çabalarda bulunmalıdır.

-Mimarlar Odası toplumsal dayanışmayı olanaklı hale getiren kamusal ve kültürel mekanların üretilmesinde aktif rol üstlenmelidir.

-Mimarlar Odası ucuz bina ve konut alternatifleri oluşturan meslek adamlarını, eğitim kurumlarını, mahalli yönetimleri desteklemeli bu amaçla mesleki politikalar geliştirerek bunları kamuoyuna mal etmelidir.

-Mimarlar Odası mesleğin itibarını ve meşruiyetini toplum ve kamuoyu nezdinde yeniden kurarak neokapitalist dönemde toplumlara egemen kılınmak istenen salt mikro ekonomik paradigmalara karşı tutum almalıdır.

-Mimarlar Odası kültürel özelleşmeye karşı politikalar izlemeli, çok uluslu sermayenin kültürü temellük etmesine yönelik çaba ve politikalarına karşı bilinçli alternatif politikalar izlemelidir.

-Meslek Odası telif mücadelesinde “copyright” kadar “copyleft” tekniklerinden de yararlanmalıdır.

-Mimarlar Odası üretilen yapılı çevrenin değerinin gayrımenkul biçiminden menkul biçime dönüşür iken finansal kapitalin emrine verilmesine karşı antikapitalist muhalefet ile birlikte mücadele yürütmelidir.



-Meslek Odasının yapısı ve Meslek Odası demokrasisi alanında ;

-Meslek Odası seçimleri nispi temsil esasına göre yapılmalı, tüm mesleki grup ve görüşler aldıkları meslektaş desteğine orantılı olarak meslek odası yönetiminde söz ve karar sahibi olmalıdır.

-Meslek Odası’nda kadınların ve gençlerin yönetimin her kademesinde ve faaliyetlerin tümünde temsil edilmelerinin yolları açılmalıdır.

-Mimarlar Odası elindeki bütçe olanaklarını bina ve gayrımenkul almak için değil, topluma mesleği tanıtmak ve bu amaçla bir “mimarlık TV” si kurmak için kullanmalıdır

-Meslek Odası konut edinme çabası içinde olan tüketicilerin, işyeri bulma çabası içinde olan üreticilerin yanında olmalı, onları spekülatör, banka ve faiz mihraklarına karşı mesleki ve hukuki alanda korumalı, onlara gerekli mesleki ve hukuki desteği sunmalıdır.

-Mimarlar Odası’nda 50 üyenin desteğini bulan mesleki öneriler zorunlu olarak Genel Kurullarda tartışmaya açılmalı, meslek odası, bu önerileri program bazında ve gerekirse maddi olanaklarla desteklemelidir. (RIBA örneği).

-Mimarlar Odası ABD’de AIA, İngiltere’de RIBA örneğinde olduğu gibi “meslek sorumluluğu” alanında ihtisaslaşmış sigorta şirketleri ve broker şirketleri kurmalıdır.

-Mimarlar Odası mesleki ve toplumsal alanda çevreci çözümleri kamuoyuna mal etmelidir.

-Mimarların görevi rant yaratmaktır. Ama toplum ve kamu yararına. Dolayısıyla Mimarlar Odası “ranta karşıyız” biçimindeki safsata söylemlere itibar etmemelidir.

-Meslek Odası’nda yöneticiler yönetimde 3 dönemden fazla kalmamalıdır.

-Meslek Odası nitelikli emeğin eğretileşmesine  (prekarite) karşı mücadele etmelidir.

-Meslek Odası niteliksiz emek kadar nitelikli emeği de ilgilendiren taşeron işçileşmeye karşı mücadele etmelidir.

-Mimarlar Odası, mesleği kamusal alanda uygulayan meslektaşlarının üye olma zorunluluğunu kaldıran 12 eylül 1980 rejiminin hukuksal düzenlemelerinin kaldırılmasını talep etmeli, temsil etmekle yükümlü olduğu meslektaş spektrumunun tümünün üyesi olabilmesinin koşullarını sağlamak için gerekli mücadeleyi vermeli, şu andaki eksik temsiliyet ve acz konumuna razı olmamalıdır.






______________
(x) Raşit Gökçeli, “#Mimarlar Odasından Taleplerimizdir / (Bir Rüya bitti – 5)”  http://rasitgokceli.blogspot.com/  2013