14 Temmuz 2020 Salı

“Öteki Ben”e Elli Yıl Ötesinden Bakış Sokaktaki Atlı Kızak / Fatih Söyler



“Öteki Ben”e Elli Yıl Ötesinden Bakış

Sokaktaki Atlı Kızak / Fatih Söyler

Anlatı

Raşit Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)

Temmuz 2020

 

Bin dokuz yüz altmış sekiz yılında dünyada bir başkaldırı rüzgarı estirdi insanlığın gençliği.

“Başka bir dünya mümkün”, “imkansızı isteyin gerçekçi olun” sloganları ile tüm dünyada bu arada ülkemizde de gençlik başkaldırdı.

Ülkemizde de özellikle üniversitelerimizde gençliğin başkaldırı güçlü rüzgarları esti. ODTÜ 1968 gençliğinin başkaldırı odaklarından biri idi.

“Sokaktaki Atlı Kızak” anlatısının yazarı Fatih söyler de 1968 döneminde ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi idi. Dönemin tüm çalkantıları içerisinde bir öğrenci aktivisti olarak yer aldı.

Fatih Söyler sonraki senelerde dünyaya ve mesleğe bakış açılarını Mimarlar Odası’na taşımış olan ODTÜ gençliğinin bir bireyi olarak etkili mesleki ve toplumsal çalışmalar yürüttü.

Ancak zamanla dünyada rüzgarlar ters esmeye başladı. Dünya ve Türkiye’de baskıcı rejimler gençlikten intikam aldı.

O dönemin gençliğine yaşatılan sinsi ve amansız zulüm derin ruhsal traumalar yarattı.

Fatih Söyler metaforik anlatısında baskıcı rejimlerin, zulmün, kaybedilen gençlik arkadaşlarının, dönemin eylemlerinin bir çeşit muhasebesini kendi benliği içerisinde yapıyor.

“Tek başına kalmıştı geride, nereye gideceğini bilmiyordu, kalakalmıştı gökyüzünde, pusun içinde. Bütün avcılar ona ateş ediyordu.”

Aradan elli yıl geçtikten sonra, bunca baskı, zulüm, işkenceden sonra ne değişti ?

O dönemde gençlik olarak neleri doğru, neleri yanlış yaptık ?

Bugün olsa aynı yolda mı yürürdük ? Fatih Söyler bizi restropektif bir durum muhakemesine yönlendiriyor.

Elli yıl sonraki “ben” ile elli yıl sonraki “ben” den hangisi ben ? hangisi öteki ?

İki eski dost, Denge ile Düş’ün buluşmaları öncesinde  mektubunda :

 

“Sevgili Düş”e :

“Seni son gördüğümde ‘bu dalgalar hep gelecek…’ demiştin. Haklıymışsın. Umarım o dalgalar seni alıp götürmemiştir.” Diye yazıyor.

Ve. Düş ayrılırken cebindeki buruşmuş kağıttaki şiire bir göz atıyor son kez.

“seyirdeydiler umarsız, el çırparak sessizce

Çıt çıkmıyordu meydandan

                                               Darağaçlarınını kimi boş sıra kimde

Deli sarmaşık gibi o şeyler dizlerinde”

….

 

Sokaklarımızda atlı kızaklar geçmiyor uzun yıllardır.

Ancak insanların yüreklerindeki isyan ateşi hiç sönmüyor.

 

 

 

 

 


Hiç yorum yok: