5G
Teknolojisi Bağlamında
ABD ve Çin Arasındaki Jeopolitik Savaş
İnternet
Teknolojileri Kimin Tarafından Kontrol Edilecek ?
Raşit
Gökçeli, Y. Bölge Plancısı (ODTÜ), Mimar (İTÜ)
Kasım
2020
Giriş
Son zamanlarda gündemin ön
sıralarını işgal eden ABD – ÇİN ticaret savaşının tüm dünyayı etkilediğini
gözlemlemekteyiz.
Dünyanın birinci ve ikinci
ekonomik güçlerinin her alanda gizli ve açık bir yarışma içerisinde oldukları
bir dönemden geçmekteyiz.
ABD ve ÇİN arasındaki rekabetin
etkilemediği alan yok gibidir. Türkiye’miz açısından ABD ‘nin ve AB’nin ÇİN
mallarından bir ölçüde vazgeçip Türkiye’den ithalat yapmaları söz konusu
jeopolitik hengame içerisinde ülkemiz için bir fırsat penceresi olarak
değerlendirilmektedir.
Neokapitalizmin 1970’lerde
başlayan altın dönemi bugünlerde sona ererken, merkez ülkelerdeki
delokalizasyon furyası yavaşça relokalizasyona doğru evriliken Türkiye
relokalizasyon öncesi ÇİN’in yerini dış ticarette kapma fırsatlarını elinden
geldiğince değerlendirmeye çalışmaktadır.
Ancak dünya ticaretini bir
anlamda olumsuz olarak etkileyen söz konusu jeopolitik rekabetin stratejik
önemdeki bölümü teknoloji, özellikle uç teknolojiler alanında cereyan
etmektedir.
ABD – ÇİN Rekabetinde 5G
Teknolojisi ve HUAWEİ konusu
Bu bölümde Le Monde Diplomatique’in kasım 2020 sayısında yer alan Evgeny Morozov’a ait “5G etrafında Jeopolitik Savaş” adli makalesinden yararlanacağım. Morozov, “The Syllabus” isimli bir portalın kurucusu ve editörü. ( https://the-syllabus.com ). Morozov, “Her şeye çözüm için tıklayınız ; Teknolojik sapma” adlı bir eseri mevcut.
Morozov’un makalesi ÇİN ile
ABD arasındaki rekabetin belkemiğini oluşturan uç teknolojileri ve bu arada 5G
teknolojisi ile HUAWEİ şirketi örneğini derinlemesine inceliyor. Morozov,
teknolojik üstünlüğün jeopolitik hakimiyet açısından ne denli önem taşıdığını
örnekleri ile izah ediyor.
HUAWEİ grubu ve ÇİN
Daha 1974 yılında Huawei henüz küçük çaplı bir girişim iken, kurucusu Ren Zhengfei, dönemin devlet başkanı Jiang Zemin ile görüşmesinde, telekomünikasyonun milli bir mesele olduğunu ve söz konusu alanda teknik donanıma sahip olamamanın ordusuz kalmak ile eşdeğer olduğunu ifade etmişti.
HUAWEİ zaman içinde gelişerek
ÇİN’in en stratejik kuruluşlarından biri durumuna geldi. Huawei 170 ülkede
194000 kişi istihdam ediyor. Huawei artık 5G teknolojisinin dünyadaki en önde
gelen temsilcisi durumunda. Huawei 2020 yazında akıllı telefon satışlarında
SAMSUNG grubunu geçti. İnovasyon alanında en başarılı girişimler arasında
yerini alan HUAWEİ,’nin HiSilicon branşı, Kirin yongasını (chip)
üretti. Kirin yongası, pazardaki en gelişmiş yapay zeka uygulamalarında
kullanılmakta.
HUAWEİ (R&D) araştırma
geliştirme alanında yıllık karının yüzde 10’undan fazlasını yani 2019’da 15
milyar dolar, 2020’de 20 milyar dolar ayırmakta ve bu alanda APLE ve
MİCROSOFT’un önünde yer almaktadır. (Söz konusu miktarın ne kadar yüksek
olduğunu algılamak için, koskoca Alman otomotiv sanayiinin R & D’ye 2018
yılında 30 milyar dolar ayırdığını belirtmek yeterli olur.
5G teknolojisi her çeşit alet
arasında iletişimin çok daha hızlı oluşmasını sağlayacaktır. (IoT / nesnelerin
interneti).
Öte yandan Huawei’nin
aysbergin görünen kısmı olduğunu , Çin’in uç teknolojik alanda faaliyet
gösteren bir dizi şirket ile teknoloji pazarında liderliğini sağlamaya
çalıştığı görülmektedir.
ZTE, WeChat, Tik Tok, gibi Çin
firmaları teknoloji alanındaki Çin üstünlüğünü pekiştirmekte üstlerine
düşenleri yerine getirmektedir.
Birçok ülke bu arada İngiltere
ABD’nin baskısı altında iletişim sektörlerindeki Huawei ekipmanlarını
kullanımdan kaldırmak zorunda bırakıldılar.
Ancak daha 1990’lı yıllardan
itibaren Huawei ilerisini görerek, kar marjlarının düşük olduğu üçüncü dünya
ülkelerinde yatırım yaparak, afrika,
güney Amerika gibi dünyanın birçok coğrafi bölgesinde köprü başları tutmuştur.
Bu arada TRUMP, hükümetin resmi
emeklilik fonlarının portföylerinde Huawei’nin ve Çin şirketlerinin hisse
senetlerine yatırım yapmalarını engelledi.
Bu arada ABD milli emniyet
ajansı (NSA) Huawei’nin muhtemel casusluk faaliyetlerini araştırmak için derin
çabalar sarf etmesine rağmen Huawei’nin böylesi bir faaliyetini doğrulayacak
herhangi bir delil elde edemedi.
Tam tersine huawei NSA’nın
dost, düşman ülkelerdeki casusuluk faaliyetlerini serbestçe yürütmesini bir
anlamda engelledi. (Edward Snowden’in NSA’nın casusuluk faaliyetleri ile ilgili
2013 yılındaki ifşaatı hatırlardadır).
Huawei örneğinin diğer bir
boyutu ise Fikri haklar konusunda taşıdığı önemdir.
Bir smatphone / akıllı telefon
250.000 adet patent ile korunma altına alınmıştır. Dolayısıyla 5G teknolojisi
aynı zamanda bir patent ağı içermekte ve söz konusu patent ağları
ticaret savaşının ciddi bir boyutunu oluşturmaktadır.
Bu patentler SEP / standart
Essential Paterns normlarına uymak durumundadır. SEP kalifikasyonuna sahip
patentler 5G teknolojisi normları ile
uyumludur.
Bu patentlerin ağırlığı son
yıllarda ABD’den asya ülkelerine doğru kaymıştır.
Patent
dediğinizde devreye telif ücretinin girdiğini (fikri hak anlamında) anlamak
gerekir.
ABD firması Qualcomm, 2G
teknolojisi patentlerinin sahibi olarak 2001 senesinde Huawei firmasından 5
milyar dolara yakın patent telifi tahsil etmiştir.
Huawei ileriki yıllarda bu
monopolü kırmayı hedef edinmiştir.
Zaman içinde Huawei bu
monopolü kırarak 5G teknolojisine bağlı SEP standartlı patentlerin çoğunu elde edebilmiştir.
1998 yılında ABD şirketleri
Çin şirketlerine kıyasla 26,8 misli patent telifi elde ediyorlardı. 2019 yılına
gelindiğinde bu oran 1,7’ye düşmüştür.
ABD Çin ve teknoloji
şirketlerine karşı belli başlı üç değişik strateji öngörmekte. Birincisi bizzat
Trump’ın, Genel ticari denge içerisinde Çin firmalarını ancak belli bir ölçüde
sıkıştırarak toplamda ticari dengeyi ABD’nin lehinde tutmak. İkincisi ABD
başkanının ticaret danışmanı ve ABD ticaret temsilcisinin Çin şirketlerine
karşı uygulanan yaptırımları genişletme
yönündeki maksimalist tutumu. Üçüncüsü, sanayi askeri kompleksin güvercin
stratejisi. Bu üçüncü yaklaşıma göre Çin ticari açıdan gelir sağlayıcı bir
pazar oluşturmakta. Nitekim Huawei firması bir başına ABD firmalarından 19
milyar dolarlık malzeme satın aldı. Dolayısıyla kısıtlama stratejisi Çin ile
ticaret gelirlerinin ABD’nin ticari rakiplerine kaptırılması anlamına
gelecektir.
Çin ABD ticari anlaşması bu
yıl Covid 19’un Çin’de patlak vermesi ile zarar gördü. ABD’nin Huawei’ye
uyguladığı baskı ve izolasyon stratejisi yeniden güç kazandı.
ABD Çin ticari savaşının 2020
içerisinde alevlenmesi ise Çin için iyi olmadı. Nedeni, Çin’in tüm teknolojik
gelişmelerine rağmen hala, halihazırda bazı uç teknolojik bileşkeleri
/komponentleri henüz imal edememesi ve bunların henüz Çin’de de
üretilememesidir.
Bu komponentlerin en önemlisi,
KİRİN yongaları olmaktadır. Kirin
yongaları Çin’de tasarlanmakla birlikte basılmaları Çin dışında olanaklıdır. Bu
yongalar Yapay Zeka ile ilgili ürünlerde kullanılıyorlar.
Çin şimdiye kadar teknolojik
alanların bir kısmında, örneğin yüz tanıma teknolojilerinde yol almakla
birlikte bu çabaları ucuz araştırma personeli işgücüne dayanmakta idi. Çin bu
nitelikli ve ucuz işgücünü kullanarak (big data) / sonsuz sayıda veri
biriktirmişti. Çin bu suretle otomatik öğrenme algoritmaları geliştirmişti
(Deep Learning) / (Reinforced learning).
Ancak bu strateji Çin’in
dışarıdan örneğin Taiwan’dan malzeme ithal etme olanağına bağlı idi. ABD
kısıtlamaları Çin’i bu alanda zor duruma soktu.
Arz zincirinin kırılması Çin
yapay zeka sanayiini zor durumda bıraktı.
ABD Çin’in arz zincirini
kırarak HiSilicon firması aracılığı ile kendi (semicoductor) /yarı
iletkenlerini üretmesini engellemeye çalışmakta.
ABD aynı zamanda yarı iletken
üreticisi firmalarına 10 milyar dolarlık bir yardım paketini “Chips for America
Act “ (özel bir yasa ile) yürürlüğe soktu.
Bir yandan da Trump Çin’in Tik
Tok firmasına karşı bir dizi girişim başlattı.
Çin bu denli saldırgan bir
strateji uygulamamakla birlikte, Xi Jinping aracılığı ile 2025 yılına kadar
birçok temel teknolojide Çin;in liderliğini sağlamak amacı ile 1400 milyar
dolarlık bir planı yürürlüğe soktu.
Çin ayrıca kendi kontrolünde
kendine ait “Global Data Security Initiative” / Toplu veri güvenliği inisyatifi adlı bir uluslararası ağ oluşturmakta.
Huawei, yüksek teknolojik malzeme arzı kısıtlamalarına karşı geçici bir
tedbir olarak bunları geçtiğimiz sene içerisinde yüksek miktarda stoklamıştı.
Fakat esas tedbir olarak Çin 5G teknolojisi çerçevesinde kendi işletim
sistemini yürürlüğe sokmayı amaçlamakta. ( Android yerine Harmony OS /
Harmony işletim sistemi. )
Sonuç
Tek kutuplu dünya, yerini iki
başat ekonomik gücün yer aldığı bir ortama bırakmış görünmekte. ABD ve Çin. Bu
iki dünya gücü arasındaki rekabet önümüzdeki seneler giderek her alanda
yoğunlaşacak.
Askeri, ekonomik, teknolojik
alanlar söz konusu rekabetin kızışacağı belli başlı alanlar.
Teknoloji alanında hangi gücün
daha başarılı olacağı ise, dünyamızın jeopolitik dengelerini tayin edecektir.
Çin’in bu alanda 1970’li
yıllardan beri bilinçli bir strateji güttüğünü görebiliyoruz. Çin ürettiği
yüksek katma değerli teknolojik ürünlerin uç teknolojiye bağlı bileşenlerini
artık bizzat üretmeyi başarıyor.
ABD ise daha ziyade taktik
hamleler ile ticari savaşlar yardımı ile üstünlük sağlama peşinde.
Teknoloji alanındaki mücadele
blokchain (zincir blokları) teknolojisi alanında ve bu teknolojinin en bilinen
kullanım alanı olan kripto paralarda da görülmekte.
Bitcoin, Ethereum gibi kripto
paraların benzerleri ABD Federal Reserve (FED) , Çin, birçok diğer ülke ve
hatta Facebook gibi önde gelen
teknolojik şirketlerin benzer kripto paralar (LİBRA) gibi) üretilmekte.
Kuşkusuz teknolojinin başat
bir rol oynayacağı bir dünyanın eşiğine adım atmış bulunmaktayız.
Huawei kurucusu Ren’in dediği
gibi : “Teknolojik bağımsızlık olmaksızın milli, ulusal bağımsızlık olası
değildir".
Ekler :
1-Evgeny Morozov, “Bataille
Géopolitique Autour de la 5G / Qui Controlera les Technologies d’Internet
?”,
Le Monde Diplomatique, Octobre 2020.
2- ABD / ÇİN toplam ithalat,
ihracat yıl : 2018
Toplam ticaret hacmi : 739
milyar $
ABD’nin toplam Çin ithalatı : 559 milyar $
Çin’in toplam ABD ithalatı
: 180 milyar $
3- ABD’nin Çin’den ithalatı . (Sektörler
itibarı ile ) yıl : 2018
Bilgisayar ve elektronik : 186,5
milyar $
Elektrik ekipmanı :
49,9 milyar $
Çeşitli imalat : 44
milyar $
Makine aksamı : 38,7 milyar $
Konfeksiyon : 29,8 milyar $
Metal Eşya /aksam 26,5 milyar $
Mobilya : 25,8
milyar $
Nakliye ekipmanları : 21,7 milyar $
Kimyevi maddeler : 21,4 milyar $
Plastik ve kauçuk ürünler : 20,2
milyar $
4- Çin’in ABD’den ithalatı (sektörler itibarı
ile) 2018
Nakliye ekipmanı 27,8 milyar $
Bilgisayar ve elektronik 17,9 milyar $
Kimyevi maddeler 16,2 milyar $
Makine aksamı 11,1 milyar $
Petrol ve gaz 7,1 milyar $
Tahıl 5,9 milyar $
Çeşitli imalat ürünleri 3,7 milyar $
Atık ve hurda 3,5 milyar $
Elektrik ekipmanı 3,4 milyar $
Kaynak : ABD istatistikleri